Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) Başkanı Murat Akyüz, savunma sanayisindeki önemli gelişmelerin makine üreticilerinin motivasyonunu artırdığını belirtti. Akyüz, “Hava araçlarının yanı sıra kara ve deniz platformlarında da kayda değer ilerlemeler kaydediliyor. 2025 ve 2026 yıllarında savunma sanayisi, otomotiv sektörünü bile geride bırakma potansiyeline sahip.” ifadelerini kullandı.
Bursa’da gerçekleştirilen BUMATECH Bursa Makine Teknolojileri Fuarları’na katılan Akyüz, 2024 yılının makine sektörü için zorlu bir dönem geçirdiğini vurguladı.
Türk sanayicisinin zorlu süreçlerle mücadele etmeyi bildiğini dile getiren Akyüz, iş hacmi düşse bile sanayicilerin daha fazla çaba göstereceğini, ihracat için yeni ülkeleri keşfedeceğini ve konfor alanı dışına çıkma eğiliminde olacaklarını aktardı.
Türkiye’nin sac işleme teknolojilerinde önemli üreticilere sahip olduğunu belirten Akyüz, “Türkiye, sac işleme makineleri üretiminde oldukça iyi bir konuma sahip. Yeterli miktarda sac işleme makinesi hem iç pazar için üretiliyor hem de ihracatı yapılıyor. Dünya genelinde üçüncü sıradayız; Avrupalı ve Çinli firmalarla rekabet halindeyiz. Bu potansiyeli asla kaybetmemeliyiz. Bu amaç doğrultusunda daha fazla çalışmamız gerektiği aşikâr.” açıklamasında bulundu.
Akyüz, ihracatta sadece Avrupa pazarına odaklanmanın yanlış olduğunu vurgulayarak, pazar çeşitliliğinin artırılmasının önemine dikkat çekti.
Yeni pazarlar konusunda bazı ülkeleri örnek gösteren Akyüz, şu şekilde devam etti:
“Doğu’ya ya da güneydeki ülkelere sırtımızı dönecek değiliz. Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Azerbaycan ve Dubai gibi ülkeler artık yalnızca petrol gelirine güvenemeyeceklerini anladılar. Bu ülkelerin sanayileşmelerine ihtiyaçları var. Şu anda o ülkelere otomotiv yedek parça ve çeşitli ürünler ihraç eden firmaların, bu devletlerden gelen talepleri mevcut. ‘Eğer benim ülkeme 1 milyon dolarlık mal ihraç ediyorsan, bunun yüzde 30’unu burada üretmeni istiyorum’ diyorlar. Yatırımlar da bu yönde başlamış durumda; dolayısıyla biz dünyaya açılmalıyız. Avrupa ile sınırlı kalmamalıyız. Konfor alanımızın dışına çıkarak daha fazla çaba harcarsak, daha fazla kazanç elde edebiliriz.”
Akyüz, 2025 yılına dair beklentilerini de paylaştı. “Makine ve mühendislik sektörü mart ayından itibaren toparlanma sürecine girecek. Ekonomistlerin ise ikinci yarıdan sonra bir toparlanma öngördüğünü biliyorum; ancak ben sektörümüz için mart itibarıyla bir yükseliş bekliyor ve normalleşeceğini düşünüyorum. Bu süreçte devletin de gerekli destekleri sağlaması önemli.” şeklinde konuştu.
“Atatürk’ün ‘İstikbal göklerdedir’ sözü bizlere büyük bir motivasyon sağladı” diyen Akyüz, Türk savunma sanayisinde son dönemlerde gerçekleştirilen önemli projelere de dikkat çekti. Bu gelişmelerin kendilerine büyük bir ilham kaynağı olduğunu ifade etti.
Savunma sanayisinde önemli atılımlar yapılacağını ve toplumun bu gelişmelere şaşıracağını belirten Akyüz, konuya dair şunları kaydetti:
“Eğer yazılım alanında devlet destekli gelişmelere imza atabilir ve yerli yazılımlarımızı oluşturabilirsek, savunma sanayisinde müthiş bir sıçrama yaşanacak. Atatürk’ün ‘İstikbal göklerdedir’ sözü bizlere büyük bir enerji kaynağı oldu. Bu hedef doğrultusunda çok sayıda önemli projeye imza atılıyor. Baykar, TEI, TUSAŞ ve Alp Havacılık gibi firmalar