Deri altındaki yağ dokusundan farklı bir yapı gösteren visseral yağ, iç organların etrafında bulunan ve metabolik olarak aktif olan bir yağ türüdür. Bu yağ, görünmeyen ama ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir tehdit oluşturuyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Berçem Ayçiçek, “Karaciğer, bağırsaklar, pankreas ve böbrekler gibi hayati organları çevreleyen visseral yağ, vücutta iltihaplanmayı tetikleyerek hormon dengesi ve insülin metabolizmasını olumsuz etkileyebiliyor. Yüksek kalorili beslenme, hareketsizlik, kronik stres ve hormonal değişiklikler, visseral yağlanmayı artıran en önemli etkenler arasında” şeklinde ifade etti.
HAYATİ ORGANLAR TEHDİT ALTINDA
Prof. Dr. Ayçiçek, visseral yağların hayatî organların etrafında biriktiğine vurgu yaparak, “Bu yağ dokusu, vücutta iltihaplanmayı artırarak hem hormonal dengeyi hem de insülin metabolizmasını bozabiliyor” dedi. Ayrıca, yüksek kalorili gıdalar, fiziksel aktivite eksikliği, stres durumu ve hormonal değişikliklerin visseral yağlanmayı artıran başlıca faktörler arasında yer aldığını belirtti.
KALP KRİZİ VE KANSER RİSKİ ARTIYOR
Visseral yağın sağlık üzerindeki etkileri hakkında bilimsel çalışmalara değinen Prof. Dr. Ayçiçek, “Bu yağ, insülin sinyal yollarını bozarak Tip 2 diyabet riskini artırıyor. Bunun yanı sıra damar sertliğini tetikleyerek kalp krizi ve inme gibi riski de yükseltiyor. Bazı iltihaplı proteinler, kolon, meme ve pankreas kanseri gibi hastalıkların gelişimine zemin hazırlıyor” ifadelerini kullandı.
ZAYIF GÖRÜNENLER DE RİSK ALTINDA
Toplumda genellikle yalnızca kilolu bireylerin risk altında olduğu düşünülse de, Prof. Dr. Ayçiçek zayıf kişilerin de bu tehditten etkilenebileceğini belirtti. “TOFI (Thin Outside, Fat Inside) olarak tanımlanan bu bireyler dışarıdan zayıf görünseler bile iç organlarının etrafında tehlikeli yağ birikimi bulunabiliyor. Bu kişiler de diyabet ve kalp hastalıkları açısından risk taşımaktadır” şeklinde konuştu.
DOĞRU ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ VE ERKEN MÜDAHALE ÖNEMLİ
Visseral yağ ölçümünde kullanılan yöntemler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ayçiçek, en doğru sonuçların Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ve Bilgisayarlı Tomografi (BT) ile elde edildiğini, ancak pratikte bel çevresi ölçümü ve Bel-Kalça oranı gibi yöntemlerin daha yaygın kullanıldığını ifade etti. “Visseral Yağ İndeksi, metabolik hastalık riskini tahmin etme konusunda Beden Kitle İndeksi’nden daha duyarlı bir ölçüttür” dedi.
BESLENME VE EGZERSİZLE KONTROL ALTINA ALINABİLİR
Ayçiçek, visseral yağlanmayı azaltmanın etkili yolları arasında düşük glisemik indeksli, lif açısından zengin ve işlenmiş gıdalardan uzak durarak beslenmeyi önerdi. Ayrıca, haftada 150 dakika süresince uygulanan tempolu yürüyüş gibi aerobik egzersizler ile yüksek yoğunluklu interval antrenmanların da olumlu etki sağladığını belirtti. Stresi yönetmek için yoga ve nefes egzersizleri de tavsiye edilen yöntemler arasında yer almaktadır.