1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Göz Tümörlerinde Erken Tanı Hayati Öneme Sahip!

Göz Tümörlerinde Erken Tanı Hayati Öneme Sahip!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk Oftalmoloji Derneği (TOD) Oküler Onkoloji Birim Başkanlığı’nda görev yapan Prof. Dr. Hülya Gökmen, göz tümörlerinin yalnızca görme kaybına veya şekil bozukluğuna yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda ölüme de neden olabileceğini ifade etti. Kötü huylu tümörlerde tanı ve tedavi sürecinin hızla gerçekleştirilmesinin hayati önem taşıdığını belirtti.

Prof. Dr. Gökmen, Anadolu Ajansı muhabirine verdiği demeçte oküler onkolojinin, göz küresi ve çevresindeki dokular üzerinde oluşan iyi veya kötü huylu tümörlerin teşhis ve tedavisini ele alan bir bilim dalı olduğunu açıkladı.

Bazı hastaların hala “Gözde kanser olabilir mi?” sorusunu şaşkınlıkla sorduğuna dikkat çeken Gökmen, gözde çok çeşitli tümörlerin oluşabileceğini, zira vücutta bulunan her türlü kas, sinir ve yağ dokusunun gözde de bulunduğunu belirtti.

Kötü huylu tümörlerin hızlı bir şekilde tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Gökmen, şu ifadeleri kullandı:

“Göz tümörleri tedavi edilmediği takdirde, hastalar için görme kaybı ve şekil bozukluğu gibi sorunların yanı sıra ölüm riski taşır. Özellikle kötü huylu tümörlerde zaman kaybetmemek gerekiyor. Teşhis ve tedavi sürecinin hızlı bir biçimde başlaması elzemdir. İyi huylu tümörlerde ise gözküresi ve çevresi küçük ve karmaşık bir alan olması sebebiyle, burada yer darlığı göz kaybına veya fonksiyon kaybına yol açabilir. Bu nedenle göz tümörlerine dair şikayetler yaşayan hastaların hemen göz muayenesi yaptırmalarında fayda vardır.”

Gökmen, gözle ilgili her türlü belirtilerin göz kanserinin habercisi olabileceğini dile getirerek, görme kaybının göz kanserinin en önemli belirtilerinden biri olduğunu vurguladı.

“Göz kanserleri, belli bir süre belirti vermeden sessiz bir şekilde ilerleyebiliyor”

Yılda en az bir kez göz muayenesinin yapılmasını öneren Gökmen, “En sık olarak gözlerde şekil bozukluğu gözleniyor. Geçmeyen yaralar, nodüller ve kızarıklık gibi belirtiler verebilir. Belirtiler, tümörün yeri, büyüklüğü, hastanın yaşı ve patolojik özelliklerine göre değişiklik gösterir. Örneğin, orbita tümörlerinde, gözde kayma, çift görme veya bakış kısıtlılığı gibi durumlar ortaya çıkabilir. Semptomlar türüne ve konumuna göre farklılık arz edebilir.” şeklinde konuştu.

Gökmen, gözlük numarasını değiştirmek üzere muayeneye gelen hastalarda bile kanser bulgularına rastlayabildiklerini ifade etti ve şöyle devam etti:

“Göz çevresi ve göz içi tümörleri, belirti vermeden önce aşamalı olarak asemptomatik bir dönem geçirirler. Çocukları ve yetişkinleri ayrı değerlendirmek gerekiyor. Çocuklarda en sık görülen göz içi tümör, retinoblastom olarak biliniyor. Bu durum, görme kaybına, göz kaybına veya hatta ölüme yol açabiliyor. Genç bireylerde daha çok orbita tümörleri, ileri yaşlarda ise konjonktiva tümörlerine rastlanmakta. Son yıllarda dünya genelinde kanser sıklığının artmasıyla, ileri yaşlarda gördüğümüz göz kanserlerine daha genç bireylerde de rastlamaktayız.”

Gökmen, akciğer, meme ve prostat gibi kanser türlerinin gözde metastaz yapabileceğini ifade ederek, göz kanserlerinde cerrahi müdahale, lazer tedavisi, kemoterapi ve radyasyon gibi çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu sözlerine ekledi.

Göz Tümörlerinde Erken Tanı Hayati Öneme Sahip!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir