Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği (TSRM), Antalya’da gerçekleştirilen 12. Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi’ne ev sahipliği yaptı. Kongreye katılan 27 ülkeden 100’ün üzerinde yabancı bilim insanı ile birlikte toplamda 800’den fazla uzman, dünya genelinde doğum oranlarının alarm seviyesinde düştüğü konusunu ele aldı. Bilim insanları, doğurganlığı artırmak amacıyla çeşitli senaryolar ve öneriler üzerinde durdu. Kongre Başkanı Prof. Dr. Barış Ata ve dernek yönetim kurulu üyeleri ile gerçekleştirdiğim görüşmelerde, Türk hekimlerinin doğurganlık hızını artırmaya yönelik görüşlerini öğrenme fırsatı buldum.
DÜNYA BU SORUNU YAŞIYOR
TSRM Derneği ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Barış Ata, toplumların mevcut nüfus yapılarının korunabilmesi için ortalama 2.2 çocuk gereksiniminden bahsetti. Ata, “2.2 çocuk olmayacağı için en az 3 çocukla toplumun sürekliliğini ve ekonomik dengesini sağlamak mümkün. Bu sorun, sadece Türkiye’yi değil, dünyanın her yerini etkiliyor. Türkiye’nin doğurganlık hızı şu an 1.5. Dolayısıyla, genç yaşlardan itibaren 3 çocuk yapılması için toplumun bilinçlenmesine ihtiyacımız var. 3 çocuk yapılmadığı sürece nüfuslar küçülüyor ve yaşlanıyor, bu durum sistemlerin işleyişini zorlaştırıyor.” ifadelerini kullandı.
GÜNEY KORE DESTEK VERİYOR
Nüfus artışını artırmak için ülkelerin farklı çözümler denediğini belirten Prof. Dr. Ata, Güney Kore’nin çocuk sahibi olan çiftlere 75 bin dolarlık destek sağladığını ancak bunun da yeterli olmadığını ifade etti. “Güney Kore, parayı doğrudan vermiyor ancak tedavi masraflarını karşılıyor. Ancak buna rağmen doğurganlık artmıyor. Finlandiya ise 1.5 yıla kadar babalık izni veriyor. Buna rağmen doğurganlık artmıyor. İnsanların üremeye ikna edilmesi noktasında tıbben yapılabilecek bir şey yok.” dedi.
6 KİŞİDEN 1’İ ÇOCUKSUZ
Prof. Dr. Ata, çocuk sahibi olmak isteyen ancak bu imkana kavuşamayan bireylerin hedef kitlelerinin yüzde 18’ini oluşturduğunu belirtti. “Dünya Sağlık Örgütü’nün bu yıl yaptığı bir çalışmaya göre, her 6 insandan biri istediği halde çocuk sahibi olamıyor, kısırlık problemi yaşıyor. Bu durum, doğurganlık hızını artırma noktasında önemli bir fırsat sunuyor.” dedi.