Dijital bağımlılık, çocuklar için ciddi tehditler barındırıyor. Bu tehditlerin başında ise “dağınık beyin sendromu” geliyor. TBMM’ye konuya dair bilgi veren Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, çocukların edindikleri bilgiyi kısa süreli hafızalarında tutup, yüzde 80’ini kaybettiklerini ifade etti.
TBMM Akran Zorbalığı Alt Komisyonu’nda bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Dilci, dijital bağımlılığın çocuklar üzerindeki risklerini ve tehlikelerini detaylı bir şekilde değerlendirdi. Dilci, “Dağınık Beyin Sendromu”nun bu tehlikelerin en başında yer aldığını vurgulayarak, çocuklarda bu sendromun o anda kritik seviyelerde olduğunu söyledi. Dikkat eksikliği, odaklanma sorunları ve bilgiyi yüzeysel olarak hafızada tutma eğilimleri belirgin bir şekilde gözlemleniyor.
Dilci ayrıca, dijital bağımlılığın çocukların fiziksel ve kas gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, erkek çocuklarında testosteron hormonunun gelişimini azalttığını da ekledi. “Bu var olan sorunu ‘Unix’ yaşam tarzına kayma meselesi olarak ele alıyoruz” şeklinde konuştu. Daha ileri bir analizde, dijital bağımlılığın ilerleyici bir miyopi sorununa yol açtığını belirtirken, günlük olarak üç saatten fazla dijital ekran kullanan çocukların oranının yüzde 80 olduğunu ifade etti. Çocukların ergonomik dijital ekran kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi için bir kılavuz oluşturulmasının önemine dikkat çekti.
Örneğin, bilgisayar kullanımından önce bir bardak su içmenin, çocukların dijital cihazlarla etkileşimlerinde enerjilerinin daha aktive olmasını sağladığı ve çeşitli olumsuz etkilerin azaltılacağını iddia eden çalışmalar mevcut. Ayrıca, 13 yaş altındaki çocukların dijital ekran maruziyeti 90 santimetreyi geçmediğinde, dikkat eksikliği ve bilişsel bulanıklık gibi sorunların yaşandığı tespit edildi.
BAĞIMLILIĞI ÖLÇME SİSTEMİ
Prof. Dr. Dilci, yaptıkları çalışmalarda yapay zeka tabanlı Dijital Analiz tekniği geliştirdiklerini ve bu sayede yalnızca bir hafta içinde çocukların davranışsal sapmalarını ve dijital yaşam risk haritalarını çıkartabildiklerini aktardı. “İsviçre, İngiltere, Kanada ve ABD gibi ülkeler bu sistemi bizden izin alarak kullanıyorlar. Patenti bizde bulunan bir sistem aracılığıyla bağımlılığı ölçümlemek amacıyla geliştirdiğimiz bu metodoloji önemli bir yere sahip” dedi. Siber zorbalığın yalnızca dışarıdan gelen bir şiddet olarak algılamamak gerektiğini vurgulayan Dilci, bireylerin dijital nesnelerden uzak kaldıklarında kendilerine karşı da saldırganlık gösterebildiklerini sözlerine ekledi.