Salih ALUŞ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. BELGESEL
  4. ‘NİCE İNSANLAR GÖRDÜM, ÜZERİNDE ELBİSE YOK. NİCE ELBİSELER GÖRDÜM, İÇİNDE İNSAN YOK’…

‘NİCE İNSANLAR GÖRDÜM, ÜZERİNDE ELBİSE YOK. NİCE ELBİSELER GÖRDÜM, İÇİNDE İNSAN YOK’…

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Bugünkü yazıma Mevlana’nın ‘Nice insanlar gördüm, üzerinde elbise yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok’ deyişiyle başlamak istiyorum.

Mevlana’ nın bu anlamlı deyişinin yorumuna gelince; günümüzde bir insanın veya toplum niceliksel olarak beşeri, fiziki ya da sayılarla epey işler ortaya koyabilir ancak burada asıl olan ve olması gereken bu işin özünün ve istikametinin ne kadar doğru nitelikli olup olmadığını ölçü almaktır.

Somuta gelince lehine kullanıldığında insanlığın hayli faydasına olacak birçok bilgi ve teknolojik gelişme ne var ki niyeti özü ve istikameti güven vermeyen kişi ve yapılar tarafından suistimal edildiği içindir insanlık tam bir kaos ve kargaşa içinde hele de geleceğe ilişkin söz konusu anlayışların ürettiği bir takım korkunç öngörü ve senaryolar gide gide insanlığın ufkunu karartmaktadır.

Tıpkı Mevlana’nın “Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok nice elbiseler gördüm içinde insan yok.” sözünde anlamını bulduğu gibi öyle bir tabloyu yaşıyoruz ki bir yandan sahip olduğu müsbet düşünceleriyle insanlığa hizmet potansiyeli olan nice insanların elinde imkan bulunmazken öte yandan tek düşüncesi pragmatist ve emperyalist emelleri gerçekleştirmek olanların ellerindeki imkanları nasıl kullandıkları ve bunun da insanlığı nereye doğru götürdüğü herkesin malumudur.

Marka, şık pahalı elbiseler giyerek kendinizi, üstün, kaliteli, bilgin, alim, yönetici göstermeye çalışabilirsiniz, fakat önemli olan o kaliteli elbisenin içindeki, insan ruhu ve bedeninin güzelliğidir. Şık giysiler içindeki elbiseler insanı adam yapmaz. Her şeyden önce, adam gibi adam olmak için, helal süt emmiş olmak gerekir.

Hele hele günümüzde şık elbiseler içine bürünmüş, ne hain, içten pazarlıklı, siyasiler ve yöneticiler görüyoruz. Kalite… üzerinize giydiğiniz elbise ile değil, içinde bulunan kişinin karakteriyle belli olur.

O yüzden, kişileri üzerine giydikleri elbiseler ile karşılaştırmamız lazım, öyle elbiseler görürsünüz ki,eskidir, yıpranmıştır ama temizdir. İçindeki insanın ne cevher yüklü olduğunu ancak o’nu tanıdığınız zaman çözersiniz. Bu sebepten dolayı sakın ha sakın, kişileri giydiği giysilere göre yorumlayıp, yargılamayın.

 

.

Ford Motor Campany’in kurucusu dünyanın sayılı zenginleri arasında yer alan, örnek bir iş insanı Henry Ford’ un İngiltere gezisindeki bir anısını paylaşarak devam edeceğim yazıma…

HenryFord, milyarder olduğu bir dönemde bir iş gezisi için İngiltere’ye gitmiştir. Havaalanına vardığında İnfotorium’a gidip şehrin en ucuz otelini sorar.

 

 

Memur ona bakar – yıpranmış ceket, mütevazı bavullar – ve tereddüt eder.

Sonra gazetede defalarca gördüğü yüzü tanır ve sorar:

“Affedersiniz efendim… Siz Bay Henry Ford değil misiniz?”

“Evet,” diye sakince cevaplar Ford.

Şaşıran yazar şöyle der;

“Haberleri takip ediyorum. Oğlunuzun her zaman en iyi otellerde kaldığını, tasarımcı kıyafetleri giydiğini biliyorum. Ama siz, sizden daha yaşlı görünen bir palto giyerek, en ucuz konaklama yerini soruyorsunuz. Bir milyarder neden böyle para biriktirsin?”

 

 

Ford gülümseyerek cevap verir:

“Çünkü ihtiyacım olmayan şeyler için neden ekstra para ödemem gerektiğini anlamıyorum.

Nerede uyursam uyuyayım, hâlâ Henry Ford’um.

Peki ya bu palto? Babama aitti ama bu benim kim olduğumu değiştirmez. ”

“Oğlum hala genç. Mütevazı bir yerde kalırsa insanların ne düşüneceği konusunda endişeleniyor. Ama ben endişelenmiyorum. Değerimi biliyorum. Harcayarak değil, gerçekten neyin önemli olduğunu ve neyin önemli olmadığını bilerek milyarder oldum.”

Güçlü bir hatırlatma:

Gerçek zenginlik, onu övmekle ilgili değildir; değerinizi bilmek ve dünyanın sizi kıyafetlerinizle, arabanızla veya otel odanızla tanımlamasına asla izin vermemekle ilgilidir.

Alıntıdır

HENRY FORD’UN HAYATI:

Henry Ford (30 Temmuz 1863 – 7 Nisan 1947) Amerikalı sanayici büyük işadamıFord Motor Company‘nin kurucusu ve seri üretim‘in montaj hattı tekniğinin baş geliştiricisiydi. Ford Motor Company‘nin kurucusu olarak, Fordizm denilen sistem aracılığıyla orta sınıf Amerikalılar için otomobilleri uygun fiyatlı hale getirmede öncü olarak kabul edilir.[1][2] 1911’de Ford Model T ve diğer otomobillerde kullanılacak olan şanzıman mekanizması için bir patent aldı.

 

 

Ford, Michigan’daki Springwells Township’te bir çiftlik evinde doğdu ve 16 yaşında iş bulmak için evden ayrıldı.[3] Ford’un otomobillerle ilk deneyimi bundan birkaç yıl önceydi ve 1880’lerin ikinci yarısında motor tamiri ve daha sonra üretimiyle uğraştı ve 1890’larda Edison Electric’in bir bölümünde çalıştı. İş hayatındaki başarısızlıkların ve otomobil üretimindeki başarının ardından 1903 yılında Ford Motor Company’yi kurdu.

 

 

Ford Model T otomobilinin 1908’de piyasaya sürülmesinin hem ulaşımı hem de Amerikan endüstrisini devrim niteliğinde değiştirdiği kabul edilir. Ford Motor Company’nin tek sahibi olarak Ford, dünyanın en zengin kişilerinden biri haline geldi.[4]

Ayrıca beş günlük çalışma haftasının öncüleri arasındaydı. Ford, tüketiciliğin dünya barışını sağlamaya yardımcı olabileceğine inanıyordu. Maliyetleri sistematik olarak düşürme konusundaki kararlılığı, Kuzey Amerika genelinde ve altı kıtadaki büyük şehirlerde otomobil bayiliklerine olanak tanıyan franchise sistemi de dahil olmak üzere birçok teknik ve ticari yeniliğe yol açtı.

 

 

Ford, tüketiciliği barışın anahtarı olarak gören küresel bir vizyona sahipti. Maliyetleri sistematik olarak düşürme konusundaki yoğun bağlılığı, Kuzey Amerika’da ve altı kıtadaki büyük şehirlerde bayilikler veren franchise sistemi de dahil olmak üzere birçok teknik ve ticari yenilikle sonuçlandı. Ford, engin servetinin çoğunu Ford Vakfı‘na bıraktı ve ailesinin onu kalıcı olarak kontrol etmesini sağladı.

Ford, Birinci Dünya Savaşı‘nın ilk yıllarında pasifizm‘i ile de tanınıyordu, ancak savaş sırasında şirketi büyük bir silah tedarikçisi haline geldi. Milletler Cemiyeti‘ni destekledi. Ford, 1920’lerde The Protocols of the Elders of Zion (Türkçe: Siyon Liderlerinin Protokolleri) dahil olmak üzere The Dearborn Independent gazetesi ve The International Jew adlı kitabı aracılığıyla antisemitizmi teşvik etti. Ülkesinin II. Dünya Savaşı‘na girmesine karşı çıktı ve bir süre Amerika Önce Komitesi’nde görev aldı.

 

 

Oğlu Edsel 1943’te öldükten sonra Ford şirketin kontrolünü yeniden ele geçirdi, ancak karar almak için çok zayıftı ve kısa sürede birkaç astının kontrolü altına girdi. Şirketi 1945’te torunu Henry Ford II‘e devretti. 1947’deki ölümünden sonra servetinin çoğunu Ford Vakfı‘na ve şirketin kontrolünü ailesine bıraktı.

Ransom Eli Olds’un kendine ait Oldsmobile isimli otomobil firmasında 1902’de basit tarzda geliştirdiği yürüyen bant tekniğini, zaman içerisinde Ford tutarlılıkla mükemmelleştirdi. Ford’un otomobil üretim taslağı sadece sanayi üretimini değil, kültürü de etkiledi (Fordizm).

 

 

1879 yılında evinden ayrılarak makinistliği öğrenmek için yakınındaki Detroit‘e yerleşen Ford, öğreniminden sonra Westinghouse Company’de iş bularak benzin motorları üzerine çalışmalar yaptı. Clara Bryant ile evliliğinden sonra maddi durumunu kendine ait bir kereste fabrikasıyla iyileştirdi. Thomas Alva Edison‘in kurduğu Edison Illuminating Company’de 1881 yılında mühendisliğe başladı. Dünyaca ünlü mucit Edison ile Ford sonraki yıllarda arkadaş oldular. Baş mühendisliğe terfisinden sonra içten yanmalı motorlar üzerindeki şahsi araştırmalarına yeterince zaman ve para ayırabilen Ford, Quadricycle isimli aracının gelişimini 1896 yılında tamamladı. Söz konusu başarının ardından Edison Illuminating’den ayrılarak, başka yatırımcılarla birlikte 1899 yılında Detroit Automobile Company’i kurdu. Kendi modellerinin üstünlüğünü göstermek amacıyla araçlarını başarıyla diğer üreticilerin araçlarıyla yarıştırdı. Ancak 1901’de Detroit Automobile Company iflas etti.

‘NİCE İNSANLAR GÖRDÜM, ÜZERİNDE ELBİSE YOK. NİCE ELBİSELER GÖRDÜM, İÇİNDE İNSAN YOK’…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir