Salih ALUŞ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. BELGESEL
  4. ÜRGÜP’LÜ ‘EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ, MUSTAFA GÜZELGÖZ’ÜN HİKAYESİ…

ÜRGÜP’LÜ ‘EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ, MUSTAFA GÜZELGÖZ’ÜN HİKAYESİ…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Bugün ki yazımda, ibret alınacak bir yazıyı ele alacağım.
‘Eşekli Kütüphaneci’, Mustafa Güzelgöz’ün Ürgüp’ e kütüphaneye tayin edilmesiyle başlayan, görevindeki serüvenini siz sayın okuyucularıma sunuyorum. KISSADAN hisse ALMAK GEREKİR, dimi ya!
‘Heykeli dikilecek adam’ dediler, heykelini diktiler.
MUSTAFA GÜZELGÖZ KİMDİR?

Mustafa Güzelgöz Namı değer Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz Nevşehir Ürgüp’te 1921 yılında dünyaya geldi.Güzelgöz, 1921’de Ürgüp’te doğdu. Hanife Hanım ile evli altı çocuk babasıdır.

1944 yılının Temmuzunda ilçedeki Tahsin Ağa Halk kütüphanesinde göreve başladı.

1944 yılında Ürgüp Tahsinağa Kütüphanesi’ne memur olarak atandı.

İlk iş olarak kütüphanenin deposunda eskimeye bırakılmış kitapları kurtarmakla göreve başladı.

Katıldığı bir törende herkese sandalye verilir, kendisi arkadaşıyla bir sandalyeyi paylaşmak zorunda kaldı.

“Kaymakam, ilçeni en büyük mülki amiri,

Hekim, köylünün sağlık sorununu çözüyor,

Veteriner, köylünün hayvanlarına ilişkin sorununu çözüyor,

Tapu müdürü, topraklarda çıkacak olası sorunu çözüyor,

PTT yetkilileri, Köylünün iletişin sorununu çözüyor.

Kütüphane memuru olarak bende köylünün bir sorununu çözmeliyim ki sandalye hak edeyim” dedi.

“O zaman benim görevim köylüye gerek duyacağı yönde bilgi ve kitap sağlamak olmalı” dedikten sonra kollarını sıvayarak kitaba ulaşamayan köylüler için tarihi iz bırakan çalışmalara imza attı.

1952 yılında Eşekli kütüphaneyi kurdu.

Satın aldığı bir eşeğin sırtına yerleştirdiği 2 kitap sandığıyla köy köy gezmeye başladı.

1972 yılına kadar çalıştı. “Halk kütüphaneye gelmiyorsa kütüphaneyi halka götürmek gerek’’ düşüncesiyle seyyar kütüphanesini, üç eşek, üç katır ve iki atla yöredeki 36 köye ulaştırdı. Sadece seyyar kütüphane değil, spor teşkilatı kurulması, köy gazetesi, folklor ve bando çalışmaları, ilk sinema gösterimi ve fotoğrafçılık, kooperatifçilik çalışmaları gibi hizmetlerde bulundu.  Güzelgöz arkasında 12 kütüphane ve 85 bin cilt kitap bırakarak 2005 yılında vefat etti.

Mustafa Güzelgöz, 1963 yılında ABD’de düzenlenen ve çeşitli ülkelerden yaratıcı insanların değerlendirildiği yarışmada, “The Lane Bryant Uluslararası İnsanlık Hizmetinde Gönüllü Takdirnamesi Ödülü”nü kazandı. Bu alanda ödül alan ilk Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı oldu.

                                                                   XXXXXXXX
Yıl 1943………
Genç Mustafa’nın tayini kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsin Ağa Kütüphanesi’ne çıkar. Devlet memurluğu o dönemde süper bir şey, çünkü özel sektör falan yok.
Bizimki kütüphanede heyecanla okurları bekler; bir gün olur, beş gün olur, gelen giden yok. Etraftakilerle konuşur, herkese anlatır:
“Bakın kütüphane bomboş duruyor, gelin kitap okuyun.”
Gelen giden olmaz. Amirlerine durumu bildirir.
– Kardeşim otur oturduğun yerde, maaşını düzenli alıyon mu, almıyon mu ?
– Alıyorum.
Eee, o zaman ne karıştırıyorsun ortalığı, gelen giden olsa maaşın mı artacak? Başına daha fazla bela alacan, o kütüphaneye yıllardır kimse gelmez zaten.
23 yaşındaki genç memur “Ne yapayım, ne yapayım?” diye düşünür durur.
Sonunda aklına bir fikir gelir, eşine söyler. Eşi önce “Deli misin bey?”der, ama kocasının bir şeyler üretme, işe yarama çabasını yakından görünce fikri kabullenir.
O dönem devletteki amirlerinin çıkardığı tüm engellerin tek tek, bin bir güçlükle üstesinden gelir. Çünkü o zaman da şimdiki gibi, “Aman bir şey yapmayalım da başımıza bir iş gelmesin. Çalışsan da aynı maaş, çalışmasan da” zihniyeti var.
O bıyıklı, kravatlı, asık yüzlü, sigara kokan, ülkesine gram faydası olmayan bürokratları zorlukla ikna eder ve bir eşek alır. İki tane de sandık yaptırır. İki sandığa, kalınlığına göre 180-200 kitap sığar. Sandıkların üstüne “Kitap İdare Sandığı” yazar.
Kitapları eşeğe yükler ve köy köy gezmeye başlar. Kütüphaneye de bir yazı asar:
“Sadece Pazartesi ve Cuma günleri açıyoruz.”
Köydeki çocuklar şaşırır. Eşeğe bir sürü kitap yüklemiş bir amca, o gariban çocukların küçücük ellerine kitapları verir.
“Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş gün sonra aynı gün gelip alacağım. Aman yıpratmayın, diğer köylerdeki arkadaşlarınız da okuyacak” der.
Mustafa artık Ürgüp’teki kütüphanede bir iki gün durmakta, diğer günler eşeği Yüksel’le köy köy gezmektedir. Köylerdeki çocuklar Eşekli Kütüphaneciyi her seferinde alkışlarla karşılarlar. Kalpleri küt küt atar heyecandan, sevinç içinde yeni kitapları beklerler. Mustafa Amca’nın ünü etrafa yayılır. Diğer devlet memurları makam odalarında sıcak sıcak oturup
iş yapmazken, Mustafa’nın eşeği Yüksel yediği otu hepsinden fazla hak etmektedir.
Zamanla insanlar kütüphaneye de gelmeye başlar. Mustafa bakar ki kütüphaneye kadınlar hiç gelmiyor. Zenith ve Singer’e mektup yazar:
“Bana dikiş makinesi yollayın, firmanızın adını kütüphanenin girişine kocaman yazayım” der.
Zenith dokuz tane, Singer bir tane dikiş makinesi yollar (ilk sponsorluk faaliyeti). Salı günlerini kadınlar günü yapar. Kumaşı alan kadın kütüphaneye koşar. On makine yetmediği için sıra oluşur. Sırada bekleyen kadınların eline birer kitap verir, beklerken okusunlar diye. Okuma-yazma oranının düşüklüğünü görünce halk evlerine okuma yazma kursları vermeye gider. Halıcılık kursları başlatır, bölgede halıcılığı canlandırır. Bu arada valilik Mustafa hakkında dava açar,
“Kendi görev tanımı dışında davranıyor” diye. 50 yaşına gelen Mustafa Amca baskıyla emekli edilir.
Mustafa Amca köylüler arasında efsane olur, yıllar geçtikçe köylerdeki çocuklarda okuma aşkı yerleşir. 2005 yılında Mustafa Amca vefat eder.
Tüm Kapadokya çok üzülür, aralarında toplanırlar. Ürgüp’e “Eşekli Kütüphaneci” Mustafa GÜZELGÖZ ve eşeğinin heykelini dikerler. ❤️❤️❤️ alıntı🙏

ÜRGÜP’LÜ ‘EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ, MUSTAFA GÜZELGÖZ’ÜN HİKAYESİ…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir