Öncelikle kestane balının diyarı Zonguldak Gökçebey Pazarlıoğlu köyünden tüm dünyaya güzel haftalar.
Bugün atari salonunda kendi jetonunu bitirmiş, başkasının oyununu seyreder gibi bakıyorum Dünya’ya.
“Anlatamadın; belki o insanın yüzüne bakar bakmaz anlatmanın yararsızlığını gördün”.
Bazen kendinizi yeterince ifade edemediğinizi düşünseniz de, Oğuz Atay’ın da altını çizdiği üzere, belki karşınızdaki kişinin idrak kapasitesi yetersizdir, çok ta şey etmeyin yani…
Ah ahh Ne çok yarım hikayeler bıraktık bir hikayeyi tamamlamak için ömrümüzde. Bir “Turan” sevdası gönüllerde, ya vuslat, ya ecel…
Bir Başbuğ’da çıkıp demiyor ki;
“Efendiler, Yarın “Turan”ı İlan Edeceğiz”…!!!
Bir gün başbaşkan olursam pi gününü milli bayram ilan etcem. Karl Marx reis der ki; “Hayvan olmak istiyorsan; olabilirsin elbette, Bunun için insanlığın acılarına sırt çevirmen ve yalnız kendi postuna özen göstermen yeterli.”
Acayip şeyler oluyor dünyada, düşünsenize Emevi Camiinde Cuma kılıcam diye yola çıkan küçük enişte, Sol görüşlü partiden vekil seçtirdi kendini. Emevi Camiinin kurtarılışını uzaktan izledi. Ben yarım asrı devirdim ama daha emekli müezzin kılıklı tiplerin ülkeye faydasını göremedim. Belki benim eksiğimdir, belki onlar eksiktir yaşamdan. O zaman biz yine Ne Mutlu Türk’üm Diyene diye haykıralım. Çünkü tek yol Türkçü Türkiye.
Başka geçmişlerin, sizin geleceğinizi riske atmasına izin vermeyin. Benden demesi kuzum. Urfalı şairin de dediği gibi; Kadınlar güldür, ma çiçektır.
Şizofreni bayağı arttı Türkiye’de, her iki kişiden biri iki kişi. Saat kaç diye soranlara, “saat durmuyor ki böyle nasıl bilebilirim” diyorum. Turgut Uyar’da öyle demişti: “Ancak durursa anlaşılır saatin kaç olduğu.”
Demek ki “Şairler ve Urfalılar” dünyaya çok başka yerden bakıyorlarmışdı.
Turgut Uyar ile devam edelim bakın ne güzel anlatmış çaresiz aşkı; Bir Bozuk Saattir Yüreğim Hep Sende Kalır dizeleriyle. Ve devam etmiş:
Zamanı durdururum yüreğimde,
Sensiz geçtiği için,
Akrep yelkovana küskündür.
Şu bozuk saat çalışsa benim
için ölümdür.
Bilki akrep yelkovanı geçerse,
Atan bu yüreğim durur.
Bırak bozuk kalsın,
hiç değilse;
Bir bozuk saattir yüreğim,
hep sende durur…
Lan boş yapmayın yeter artık; Fatih Sultan Mehmet Han’ın cenazesi siyaseten sarayda sorun çıkmaması için yaşanan karmaşada 3 gün yatağında unutulup kokmuştur. Üstünde ki elbiseleri bile zorla çıkartılmıştır. Ancak iç organları boşaltılıp, koku giderilmesi için 19 gün sonra cenaze namazı kılınabilmiştir. Ve halen siz kendinizi siyasetin devi zannediyorsunuz.
“Üzgün olduğunuzda” diyor Halil Cibran;
“Tekrar kalbinize dönün. göreceksiniz ki, daha önce sevinciniz olan bir şey için ağlıyorsunuz.”
Aklıma geldi mazi, ah ahh ceyape döneminde Mehmet dedem Urfa’da bahçede su kuyusu kazarken petrol fışkırmış, İsmet İnönü gelip üzerine beton döktükten sonra “Lozan’ın gizli maddelerinden haberin yok mu şerefsiz” deyip iki tane tokat atmış.
Dünya kötü, hayat acımasız, insanlar sahte ama siz halen çok özelsiniz “Başbuğ”um.
Tanır mısınız Antalya Kaş muhtarı Frida Kahlo’nun azası Marina Abramovic’i? İşte o demiş ki; “İnsanlar 2020 ve 2021 yıllarını ağaçlara şikayet etsin”. La ben kendimi bildim bileli ağaçlarla, kedi köpeklerle konuşurum.
Bu arada Antalya Alanya’dan Bozkurt heykelini kaldıran zihniyet mi bizden daha çok Türkçü, bizden daha çok Milliyetçiymiş! Zeynep reisin dediği gibi; Kedilerle köpeklerle yaşiyim Mige apla farelerle siçanlarla yaşiyim. Zengin olsam karizma derler Mige aplam, şimdi bana “kötü ayı” diyiler. Beni kınayan benim göyneyimi giysin Mige apla. Hadi şikayet edin gari ağaçlara, duruvemeyin öyle karga gibi.
Evet işte Dünya mavidir, tıpkı portakallar gibi. O halde kafam uçuyor, kuşlar kısa.
O zaman Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin, diğerlerini hainler koruyor zaten. T.T.K ve Y…
Dip notumuza gelelim; Siz siz olun, sizi seven insanı üzmeyin. Ahını almayın. Başınıza sarmayın. Hatta direnirken de gülümsemeyi bırakmayın. Saygı ve hürmetle büyük küçük demeden alayınızın ellerinden öperim!
Evet unutmadan; Cesaret Bulaşıcıdır…