Mehmet Saatçi
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Bilim ve Teknoloji
  4. ÜLKÜ DEVİYMİŞ GİBİ DAVRANMAYIN…!

ÜLKÜ DEVİYMİŞ GİBİ DAVRANMAYIN…!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eyyyy İmamoğlu diye başlamak istiyorumdu, çok şişirdiğiniz balonu gördük.

Asıl olan ne biliyor musunuz? Anlamaya çalışın artık; Bir ülke de iktidarın hükümdarlığının sebebi, muhalefetin soytarılığıdır, evet tabi…

Bana “Zehir nedir? ” diye sorsanız; İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir” derim. Temsil misal; güç de olabilir, tembellik de. Yiyecek de, sevgi de, aşk da, ego da, hırs da, ihtiras da, kendini beğenmişlik de, kıskançlık da, korku da, öfkede nefret ve hatta iyi niyet bile zehirdir derim…

Beni kaybetmek zordur, Mücadele ederim. Sevdiğim herkes ve her şey için çabalarım, Gönül almayı bilir. Kırılan her şeyi de tamir etmek için elimden geleni her şeyi yaparım, ama bir gün. bir şeyleri fazla zorlarsa birisi, yok olurum. Hiç var olmamış kadar yok olurum, Bulunmam…

Ne demiş Dr. Oetker reyiz; Okumazsan yerin şantiye, dinlenmeden parmak banma krem şantiye.

Size bir şey söyliyeyim mi bazen sevdiğin insanlara zor olamamak için o kadar çok basitleşiyorsun ki. Sana değer vermeyi bile gerek duymuyorlar. Bu yüzden zaman bir öncelik meselesidir. Herkes değer verdiğine müsaittir. Bilin istedim…

Kaptanın seyir defteri; Corona Karantinasında ilk günüm geldi aklıma. Aslında düşününce; Tom Jerry’i yakalamak için bütün hayatını feda etti ve başarılı olamadı. Siz evinizde 2 hafta otursanız ölür müsünüzdü formundaydık milletçek. Neyse evde çok sıkılmıyordu insan, ama aynı marka 1’er kiloluk 2 pirinç paketinin birinde 7759 diğerinde ise 7789 tane çıkmıştı. Çok garip! En garibide evin bir ucundan diğer ucuna 38 adım sürüyor ama dönüşte 37 adım çıkıyordu…

Neyse bir kapıyı açıp, diğerini kapatan yüce Rabbim! ikisini de aç kurbanın olayım, cereyan yapsın; sen her şeye kadirsin. Son bir kaç aydır canım sıkılıyor. Hiçbir şey ilgimi çekmiyor. Paris’ten Yozgat’a damat gitmiş gibi hissediyorum kendimi. Kilosu 30 lira olan meyve için cennetten kovulmamızı daha çabuk sindirmeme vesile oldu gibi sanki emin değilim. Dünya’ya geldiğimizden beri uygarlığa katkımız ne diye düşünecek olsam ilk sırayı yoğurt, ikinci sırayı da bilimsellikten koptuğumuzda başımıza gelenler vesilesiyle diğer ülkelere ibret olmak derdim herhalde.
Ya niye direkt monttan tişört’e geçtik şu son günlerde. Bunun ara fazı olan ceket, hırka sezonu vardı. Mevsimlerimizi de çaldın zalım dünya. Ramazan dolayısıyla sevap, günah, haram, açlık işleri gündemde malum. Her şeyde bir hayır vardır bak ülkece nasıl açlığa alıştık oruç nasıl kolay geçiyor. Açlığı bitirdik başkalarının sizi ilgilendirmeyen günahları, sevapları konusunda bu kadar öfkeli davranışlarınıza geldi sıra, İslam’da çan eğrisi mi var ne bu sivrilik anlamış değilim.

Işid bir ara rehin aldığı kişilere Kur’andan sorup bilmeyenleri öldürüyordu. Türkiye’de böyle bir eylem yapılsa hayatta kalan, ateistler veya deistler olur zannımca. Ateistliğinde boku çıkmış. Urfalı ateist “aslında hepimiz yıldız tozuyuz” yazmış. Urfalı yıldız tozu mu olur la gundi, tepeden tırnağa isotsun işte buram buram Mezopotamya.

Başımıza ne geliyorsa bu çok bilmişlikten geliyor söylim size. Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun der Gorki. İzahını Sartre yapar; uyuyunca gece biter, uyuyamazsan sen. Freud ekler; çok uyumak kaçmaktır, uyuyamamak yakalanmak. Vasconcelos; uyuyalım, insan uyudu mu her şeyi unutur derken: Neyzen Tevfik; ben böyle gecenin şafağını s*keyim diye son noktayı koyar.

Bunu okuyanlar bir bok anlamayacak ne yazmış bu yine diyecekler olsundu. Bir kaç tahtam eksik ama sanki dekoratif duruyor gibi düşünün.

Herkesten nefret ediyorum ama tek başımayken canım sıkılıyor. Herkesten nefret ettiğimi söylemek için bile herkese ihtiyacım var. Dijital faşizme karşı omuz omuza. Neyse eyyy X’tir sabrımızı test etmeye kalkma, bir gece ansızın; 82 X’tır, 83 Facebook, 84 İnstagram, 85 Youtube, 86 Tiktok, 87 Telegram …

50’lerin sonunda eski bir rock’n roll şarkısı vardı; bak trov ni yov çeyktı kol timi törni ye ye beybi nov if yu neymi mi seksi bady sins törbi törbi key mi törni diye devam eder giderdi. Hatta duvap tı vapdıp duvap dı vapdıp gibi bir geçişi vardır.

Neyse konumuz o değil tabi, asıl konu yağmurda ıslanmakla sucuk arasında ki alaka, yıllardır çözemediğim bir olaydır. Sucuklu yumurtada ki sucuksa bu, çok fena sallamışlar bence.

He birde pastırma yazı var, o konuya hiç girmek istemiyorumdu. Neyden rahatsız olduysanız söyleyin bir daha yapayım. Ben yola gelmem yol bana gelsin; diyor ya Dilber reis! He işte en az Dilber reis kadar güzel kıvıranlarınız var, bunlar hiç bir yere ait değiller. Ama hep bir yere aitmiş gibi davranırlar. Demem o ki benim fikirlerim yıllardır firarda, dam köşelerine sığmaz. İki slogan öğrenip, sırf yönetim sayılarını doldurmak ve aidat için listelere parmak hesabı alınanlar, ülkü deviymişsiniz gibi davranmayın. Çok komik oluyorsunuz…

Cengiz Han’ın İslâm’a Davet edilişini anlatayım size;

Bilindiği gibi Araplar Cengiz “Hân”ın Müslüman olması için çok uğraştılar.
Cengiz Hân Müslüman olsaydı koca Orta Asya kısa sürede Müslüman olacaktı.
Bu nedenle Cengiz Hân’ı İslam”a davet için giden Araplar ile Cengiz Hân’ın otağında şöyle bir konuşma geçer:

-Hânlar Hânı Cengiz Hân, sizi İslam’a davet için geldik.
-İslam dediğiniz nedir?
-Yüce peygamberimiz Muhammed Mustafa aracılığıyla tüm insanlara tebliğ edilen dindir.
-Peygamber dediğiniz nedir?

-Yerlerin göklerin yaratıcısının yeryüzündeki seçilmiş temsilcisi.

-Olabilir.
“Tengri’nin buradaki temsilcisi de benim”.

-Ama size bir kitap indirilmedi.
Peygamberimize Kur’an indirildi.

-Kitabınızda ne yazıyor özetle?
Araplar ihlas suresini okurlar.

Cengiz hân, surenin Türkçeye çevirisini ister.

-“De ki: O Allah, birdir.
Allah, hiç bir şeye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır.
O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır.
Ve hiçbir şey O’nun dengi değildir.”

Bunun üzerine Cengiz Hân bir kahkaha atar ve şöyle der:

-Siz bunları daha yeni mi öğreniyorsunuz?
Biz bin yıldan beri bilir ve uygularız.
Buyurun gidebilirsiniz der…

Cengiz han atından indi. Bir caminin önünde durdu. Atın yularını caminin hocasina tutturdu ve sordu.

“-Bu ev kimin evi?”
Oradakiler cevap verdiler.

“-Bu Allah’ın evidir.”

Cengiz Han hiddetlendi:

“-Sizi putperestler!
Allah’ın evi kalbinizdir,
O’nu kalbinizden çıkarıp, ona koca koca evler yapmışsınız. Kalbinize ise pislikleri doldurmuşsunuz.

Sizi şuracıkta atımın ayakları altında ezerdim; fakat buna bile değmezsiniz!’

Cengiz Han hikayesi hazır bizi gazlamışken, İTTİHATÇI YEMİNİ edelim mi? Kendini “ITTIHATÇI” adledenlerle, de hayde bıyrın krolar;

Dinim, vicdanım ve namusum üzerine ant içerim ki, gerçek amacı Kanun-i Esasi’nin uygulanmasına ve milletin en temel hakkı olan özgürlüklerini bütünüyle uygulamaya sokmaya ve hiçbir cins ve mezhep ayrımı gözetmeksizin, bütün Osmanlı halkının birlik esası üzerine yükselmesine çalışmaktan ibaret olan Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girmiş bulunuyorum.

Milletin şanının artması ve ululuk ile ülkenin mutluluk ve kalkınmışlığını her şeye ve hatta canıma tercih edeceğime; bana verilecek sırları koruyacağıma ve Cemiyet’in yeteneğime göre vereceği bütün kararlarını yerine getireceğime ve üzerime yükleyeceği görevleri hiç düşünmeden eksiksiz yapacağıma; Cemiyet’e girmem hususunda hiçbir şekilde itiraz göstermeyip ve hiçbir kişisel çıkar beslemeyip sadece Cemiyet’in çıkarlarını gözeteceğime ve koruyacağıma ve Kanun-i Esasi’ye ölünceye kadar sadık kalacağıma; eğer bunca namus sözüne rağmen yeminimden ve sözümden dönecek olursam Cemiyet’in düşmanlığına ve nefretine müstahak olacağıma söz veriyorum.

Hem Vallahi hem Billahi….

Unutmadan
“ÇANAKKALE GEÇİLMEZ”…

Direnin ey insanlar, hatta direnirken de gülümsemeyi bırakmayın. Saygı ve hürmetle büyük küçük demeden alayınızın ellerinden öperim…

Evet unutmadan; Cesaret Bulaşıcıdır…

ÜLKÜ DEVİYMİŞ GİBİ DAVRANMAYIN…!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 19 Mart 2025, 14:43

    Kaleminize sağlık. Beğenerek okuyoruz.