Güne uzun bir söz bırakayım kuzumcuklar; Hangi yaşta ölürsek ölelim tamamlanmamış cümlelerimiz olacak. Benim tamamlanmamışım ise; Terbiyeli olmayı bile terbiyesizlerden öğrenmiş bir meczup olarak, gün geldiğinde yapmadığım namussuzluklar için pişman olacağımı düşünememiş olmammış…
2025 için söyleyebilecek tek şeyim var; Ne gül oldum dallanıyorum, Ne yaprak oldum sallanıyorum. Allah’ım gerçekten çok yoruldum artık, Hz. Hızır olur, Hz. Ali olur, Cebrail A.S olur, Azrail A.S bile olur yeter ki biri bana yardım etsin ya.
Teravide ayakkabımı çaldılar çıldırıyorum, artık zengin bir muhitte yaşayıp, küresel sorunlarla falan ilgilenmek istiyorum. Türkçe’de, belirli bir süreçte maruz kalınan acı ve ihanetler karakter üzerinde belirleyicidir anlamına gelen “bıyık büküle büküle kaytan, insan üzüle üzüle şeytan olur” diye bir deyim var ya! Hah işte şu naifliğe bakar mısınız ya.
Neden çoğu insanın verdiği sözü tutmasını beklemek, İsrail’den toprak, Erzincanlı ve Malatyalı’dan parasını almak kadar zor! Verdiğiniz sözü tutmak bu kadar mı zor? Verilen sözler üstüne söz verilip, sözü veren tutmayınca sözü veren adına söz verenler yalancı konumuna düşüyor. Gerçi tuz kokmuş ben söz diyorum…
İki tepsi baklava 17.500₺
Emekli maaşı 14.500₺
Neyse konu bu değil. Siz sakın Çıplak yıkanmayın, günahmış! Bi şeyler bi şeyler oluyormuş!
Bi tane daha “ Düşünün; çünkü henüz yasaklanmadı. Aslında hiçbir şey yasa dışı değildi, çünkü artık yasa diye bir şey yoktur. “ gibi George Orwell gönderisi paylaşıp, sosyal medyaya atanı ayrı, George Orwell’ın mezar taşını ayrı öpücem.
La madem bu kadar kitap okuyordunuz ülke niye bu halde dimağını öptüğümün ilkokul terkleri, üç kağıtçı yatay geçişcileri sizi!!
Yeni Türkiye çok güzel. Hatırlar mısınız Rahmetli Ecevit’e yazar kasa atarak protesto eden esnafı? Evet ülkede sorunlar, sıkıntılar falan var ama, kimse gaza gelip Ecevit’e yapıldığı gibi yazar kasa fırlatmaya kalkmıyor, vallaha kasayı adamın g.özüne sokarlar şimdi, gerçekten ülke çok değişti arkadaşlar, yazar kasaları niye küçülttüler sanıyorsunuz. Bi düşünün derim.
Dikkat ettimde f tiplerinin profilinde M. Kemal, siyonist yahudi terörünü meşru görenlerin profilinde M.Kemal, İslam düşmanlığı yapanların profilinde M.Kemal, PKK sevicilerin profilinde M.Kemal, İ*ne LGBT’lilerin profilinde M.Kemal var!
Peki M.Kemal yahudi miydi, İslam düşmanı mıydı,
Vatan haini miydi, Gay mi?
Değildi tabi ki, peki ya siz kimsiniz, necisiniz?
Gelelim siyasal islamcı profillere, sapıklarda ışid mührü, Türk düşmanlarında aynısı, yine f tiplerinde Osmanlı Tuğrası, muhafazakar gaylerde İslami terminolojiye ait söz!
Peki o zaman islam alimlerimiz sapık mıydı, milletinin düşmanı mıydı, herhangi bir cemaat mensubu muydu ve veya siyasi güç zehirlenmesi içinde miydi?
Cevap basit değildi tabi, la o zaman siz kimin müslümanısınız, kime inanıyorsunuz!!!
Ne demişti şiirinde Özgür Özel Hoca; Minareler mızrak, kubbeler miğfer!
Saldır asker, Allah’u Ekber…
Özellikle son günlerde meydanlarda terör örgütü işareti yapanlarla, Bozkurt yapanlar yan yana. Yani demem o ki; Hava öylesine puslu ki; şeytan bile müslüman mintani giymiş…
Unutmadan hırsız hırsızdır, lütfen hırsızları içselleştirip savunmayalım. Ha 560 milyar çalmış, ha parsel parsel satmış. Yok bence birbirinden farkları…
Canım ülkemin siyaset, ticaret, eğitim, medya, ahlak sosyolojisini özetlemek isterim!
Pamuk Prenses’e sormuşlar; Bir öpücükle nasıl uyandın? Pamuk Prenses demiş ki; Uyanmasam daha çok öpeceklerdi!
Evet uyan artık ey halkım, sağ sol değil birlik olma zamanı.
Dünyanın en çok öpülen kadınının hikayesi geldi aklıma. Yanaşın yamacımq;
1930’larda Paris’teki meşhur Sein Nehri’nin kıyısına vurmuş kimliksiz bir genç kız cesedi bulunur. Yapılan otopside kızın 16-17 yaşlarında olduğu ve intihar ettiği anlaşılır.
Morg doktoru kızın pürüzsüz cildinden ve huzurlu tebessümden çok etkilenerek, yüzünün balmumundan bir kalıbını alır. Sonra kıza Sein ismi verilerek Paris’teki kimsesizler mezarlığına defnedilir.
Aldığı yüz kalıbını evinin salonuna asan doktoru ziyarete gelen yakınları ve arkadaşları, kızın yüzündeki ifadeden çok etkilenirler. Garip bir huzur ve kaybolmuş bir mutluluğa benzettikleri yüzdeki ifade, Paris’te dilden dile konuşulmaya başlar. Kalıbı duyan oyuncak üreticisi Asmund Laerdal, 1940 yılında kızın yüzünün PVC’den kopyalarını üretir ve bazı oyuncaklarda kullanır. İsmini ‘Annie’ koyduğu ve kızın yüzüne sahip olan oyuncak bir bebek, o yıl Avrupa’da en çok satan oyuncak olur.
1958 yılında Amerikalı Dr. Peter Safar ağızdan yapılan suni teneffüsü keşfeder ve bunun eğitimi için kullanmak üzere, oyuncak üreticisi Laerdal’dan 500 adet gerçek insan boyutlarında Annie bebeği sipariş eder. Ne var ki dönemin Amerikan hükümeti bu eğitimi gereksiz bularak satın almayı iptal eder ve üretilen bebekler elde kalır. Bunun üzerine oyuncak şirketi sahibi Laerdal Norveç’le anlaşarak bebekleri oraya gönderir.Bu tarihten sonra zamanla tüm dünyada suni teneffüs eğitimleri için aynı model cansız mankenler kullanılmaya başlar,hepsinin yüzü Parisli Sein’in yüzüdür.
Bir nehirde hayatına son veren Sein’in hayata gizemli vedasının tebessümlü dudaklarında, yüzbinlerce insanın hayatını kurtaran öpücük saklıdır.
Michael Jackson’ın aslen Urfalı olan annesine yazdığı söylenen efsanevi şarkısı Smooth Criminal’ında tam 42 defa sorulan (Annie are you OK?) “Annie, iyi misin?” sorusuna karşılık geliyor. Hiç düşündünüz mü, kim bu Annie?
Annie’nin Jackson tarafından uydurulmuş bir karakter olduğunu düşünebilirsiniz ama değil. Aslına bakarsanız, “Annie are you OK?” sorusu bile şarkıcıya ait değil. Bu soru, “Resusci Annie” veya “CPR Annie” olarak bilinen oyuncak bebekten geliyor. Yani sunni teneffüs eğitimlerinde kullanılan meşhur maketten…
Evet kefenin metresi ölüye sorulmazmış, sar gitsin…
Direnin ey insanlar, hatta direnirken de gülümsemeyi bırakmayın. Saygı ve hürmetle büyük küçük demeden alayınızın ellerinden öperim…
Evet unutmadan; Cesaret Bulaşıcıdır…
Yazılarınızı severek okuyorum çok çarpıcı ve doğru bilgi ile bizlere bir şeyler daha öğretiyorsunuz teşekkürler
Kalemine sağlık kardeş.