Aklıma geldi “Hey ateistler, Allah olmasaydı siz neye inanmayacaktınız kuzum, desenize bana hele?”
Hazır havalar soğudu her an kar yağdı yağacak, arsızlığı ele almışlar için karla birlikte üzerimize ar’da yağdır Yüce Allah’ım.
İnsan yaptığı yanlışlara değil de, yanlış insanlara yaptığı doğrulara üzülüyor. Geçmişe dönük şöyle bir bakıyorum da değmeyecek insanlara ne kadarda çok değer verip kendimi yormuşum. Hayat o kadar boş ki, değmeyecek insanlara boşa değer vermeyin. İşte tamda bundan ötürü, şu gereksiz işlerine geldiği zaman samimileşen sonra kendince uzaklaşan tipler; hepiniz uzaktan çok iyi insanlarsınız, sizden ricam lütfen benden biraz daha uzakta durunuz. Teşekkürler.
Ne demiş ünlü türkücü Bernie Sanders; “Aşk kalbimi yakan bir volkan gibidir, en sevdiğim tatlı kazandibidir.” bence komik.
Eskiden psikolog mu vardı lo?
Üç cuma Urfa’ya dergaha gider düzelirdih. Bilmiyem bize noldi?
La millet, harbiden korkmaya başladım! Az önce aynaya bakarken köşeler açılmış, saç mı ektirsem diye düşündüm, telefonu elime aldığımda saç ekim merkezi reklamları çıktı karşıma. Zihnimizi okuduklarını düşünmek istemiyorum ama ne olduysa o Covit aşılarından sonra oldu. Güncellemesi gelmeyen var mı?
Neyse bu aralar Dolar’dan Euro’dan geçtim, Leva düşüyor mu? Bulgarlara fena yazılıyorum, ayar oldum onlara. Gerçi hayat bu yaşananlardan daha komik ama ben henüz esprisini anlayamadım. Yine de gülüyorum.
Ali Şeriati’nin dediği gibi; Dün komşumuz açlıktan öldü, Bugün cenazesinde kurban kestiler.
Unutmadan, benim 21 Aralık’tan daha uzun gecelerim oldu. Akrep’le yelkovan’ın çok ağır ağır sabah’a vardığı. Ne diyor Can Yücel, “Kursak diye bir yer var; heveslerim, hayallerim, umutlarım, sevdiklerim hep orada. “
Her varlığın bir gıdaya ihtiyacı vardır. Sevginin gıdası izhardır. Yani zahir etmek, ortaya çıkarmak. “Ben sana seni seviyorum demezsem o sevgi ölür.” diyor şair.
Zaman, sevdiklerimizden ayırmadan doyasıya sevdiğimizi söyleyelim. Ben alayınızı “Çok Seviyorum” sevgili kandaşlarım…
Bu arada kafam internet tarayıcısı gibi anasını satayım. 17 sekme ard arda açık. 8 tanesi donmuş yanıt vermiyor ve müziğin nereden geldiğini hala bulamıyorum…
Gelelim hikayemize; “Yılanın biri ateş böceğinin peşine düşmüş. Onu tam yemek üzereyken ateş böceği: “-sana bir şey sorabilir miyim? demiş. Yılan, “-Aslında kurbanlarımın sorularını pek cevaplamam, ama bir istisna yapıp sana izin vereceğim. “ dedi. Ateş böceği sordu; “-sana bir şey mi yaptım?” “-Hayır dedi yılan. “-Senin besin zincirine mi dahilim?” diye sordu ateş böceği. Yılan, “-hayır dedi. “- O halde neden beni yemek istiyorsun? “ diye sordu ateş böceği
.”ışığını görmeye dayanamıyorum”dedi yılan.
Bazı kimselere zararınız olmasa hatta her türlü iyiliği yapsanız bile. En yakınlarınızdan yersiniz en ağır darbeyi. Çünkü sizdeki o iyilik ışığı onlarda yoktur. Ve bunu kıskanırlar…
Demem o ki hainleri, kahpeleri dışarda aramayın. Onlar en yakınınızda olurlar her daim.
La katil Netanyahu sen ne yaptın kuzum? İslamı dünya’ya tanıttın. Siyonistlerin canavar olduğunu kanıtladın. Gazze’nin gücünü gösterdin. Ve en önemlisi Arap liderlerinin özel hayatta etek giydiğini ve ne kadar kahpe olduğunu ifşaladın. Amerika’nın halkını nasıl kandırdığını ispatladın.
Neyse konumuz bunlar değil; konumuz Çin.
Çin’de fabrikalara günlük 2,5 saat elektrik veriliyor. Neden mi? Elektrik üretimi ve dağıtımı yapan özel firma ile devlet zam konusunda anlaşamadığı için. Biraz daha düşünmek isterseniz, savaş anında taraf değiştirebilecek olan hastane işletmelerini, otoyol işletmelerini, köprü işletmelerini ve savunma sanayisini düşünün.
Yani demem o ki; Irkçılığın, vatanseverliğin zararı değil, gelecek için garantörlüğü vardır. Bu topraklardan gerçek sahipleri asla kaçıp gitmez, ama kaçarım falanca ülkeye giderim diye düşünen hainler; sırf Türkiye’den gidiyorsunuz diye sizleri sınırda delik deşik ederler emin olun. Akabinde adam olun, dört bir yanımız kan gölüne çevrilmişken daha dik duruş sergileyin.
İki hukukçunun olduğu yerde en az 3 değişik görüş ortaya çıkarmış ya gidem de görüşlerini değiştirem. Arkadaş bu ne yaa hava çok soğuk. Görünüşe bakılırsa yaz erken geldi. Hadi şimdi elimizdeki siyonizm destekli cep telefonlarımızla, sağa sola Cuma meşaşı atıp ne kadar çok inançlı olduğumuzu gösterelim. Sonra siyonizm destekli aracımıza binip, siyonizm destekli akaryakıt istasyonundan yakıtımızı alıp, siyonizme söve söve işimize gidelim…
“Gölgelerde yaşar ve ölürüz. Sıkıca sarıldıklarımız ve asla tanışmadıklarımız için.”
Ömer Seyfettin ne güzel ifade etmiş aslında; “İslamcılık adı altında Türk düşmanlığı yapan soysuzlardan nefret ediyorum.”
Evet o zaman Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin, diğerlerini hainler koruyor zaten. T.T.K ve Y…
Dip notumuza gelelim; Siz siz olun, sizi seven insanı üzmeyin. Ahını almayın. Başınıza sarmayın. Hatta direnirken de gülümsemeyi bırakmayın. Saygı ve hürmetle büyük küçük demeden alayınızın ellerinden öperim…
Evet unutmadan; Cesaret Bulaşıcıdır…