Fatmir TÜRKKAN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. ÖLMÜŞ BİRİ HAKKINDA DİNSİZ BİRİNİN DAHİ SÖYLEMEYECEĞİNİ SÖYLEYEN ‘AK İT’ÇİLER

ÖLMÜŞ BİRİ HAKKINDA DİNSİZ BİRİNİN DAHİ SÖYLEMEYECEĞİNİ SÖYLEYEN ‘AK İT’ÇİLER

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Bugünkü Yazım Sahtekar İslamcı Görünen Provokatör Gazetecilik Oynamakta Olan Yeni Akit ve Tetikçi Kadrosu Üzerinedir

Malumudur ki, Türkiye’nin sevilen Karadenizli ses sanatçısı Volkan Konak’ın vefatı sonrası Yeni Akit isimli sözde gazete ve onun tetikçi kadrosu, iki gün üst üste manşetinde ölmüş biri hakkında hiçbir dinde dile getirilmeyecek haince ifadelerle dolu manşetler atmış ve haber içeriğinde hem merhum Volkan Konak’ı hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü hedef alan alçakça haberler yapmıştır. Bu yapılanlara ise Cumhuriyet Savcılarının harekete geçmemesi ise başlı başına incelenmesi gereken vahim bir durumdur. Oysa ki, aynı mahiyetteki haberleri Yeni Akit değil de Sözcü, Cumhuriyet veya benzeri bir başka gazete haber olarak yapmış olsaydı, işte o zaman suç duyurusunda bulunmaya hacet dahi kalmadan Cumhuriyet Savcıları bunu görev addeder, anında soruşturma başlatırlardı. İşte cemaatlerin ve tarikatların ülkesi olmuş bir sapkın zihniyetin hüküm sürdüğü ülkemiz Türkiye’miz.

Siyasi Arenada Çifte Standart ve Hukukun Yozlaşması

Siyasi açıdan bakıldığında, bu olay Türkiye’deki medya ve yargı sisteminde var olan derin çifte standardı açıkça gözler önüne sermektedir. Bir yanda, iktidara yakın ve belirli dini-ideolojik gruplara mensup yayın organlarının, nefret söylemi içeren, provokatif ve hatta dini değerleri dahi istismar eden yayınlarına göz yumulurken, diğer yanda muhalif olarak addedilen medya kuruluşlarının en ufak bir eleştirisi dahi anında soruşturma konusu yapılmaktadır. Bu durum, hukukun üstünlüğünün zedelendiği, adaletin taraflı bir şekilde uygulandığı ve siyasi iktidarın güdümünde hareket eden bir yargı anlayışının yerleştiği kaygılarını derinleştirmektedir.

Psikolojik Tahribat ve Toplumsal Kutuplaşma

Psikolojik açıdan ele alındığında, Yeni Akit’in Volkan Konak ve Atatürk’e yönelik nefret dolu yayınları, toplumun geniş kesimlerinde derin bir infial ve üzüntü yaratmıştır. Özellikle sanatçının sevenleri ve Atatürk’e gönülden bağlı olan vatandaşlar, bu tür çirkin saldırılar karşısında büyük bir şok yaşamışlardır. Bu tür yayınlar, sadece bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de kutuplaşmayı körüklemekte, farklı düşüncelere sahip insanlar arasındaki gerilimi artırmakta ve nefret tohumları ekmektedir. Ölmüş bir insanın ardından bu denli kin ve nefret kusmak, insani değerlerle bağdaşmadığı gibi, toplumun ruh sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir.

Stratejik Manipülasyon ve Hedef Saptırma

Stratejik açıdan bakıldığında, Yeni Akit’in bu tür provokatif yayınları, belirli bir amaca hizmet etmektedir. Amaç, toplumsal dikkati gerçek sorunlardan uzaklaştırmak, muhalefeti itibarsızlaştırmak ve kendi ideolojik hedefleri doğrultusunda kamuoyu oluşturmaktır. Volkan Konak gibi sevilen bir sanatçının vefatını bile siyasi ve ideolojik bir araç olarak kullanmak, bu gazetenin ve arkasındaki zihniyetin ne denli manipülatif ve etik dışı olduğunu göstermektedir. Bu tür stratejik hamleler, toplumun farklı kesimleri arasında güvensizlik ve düşmanlık yaratmayı hedeflemektedir.

Sosyolojik Açıdan Değer Kaybı ve Yozlaşma

Sosyolojik açıdan incelendiğinde, bu olay Türkiye’deki değer kaybını ve toplumsal yozlaşmayı gözler önüne sermektedir. Ölmüş bir insana saygı duymak, farklı görüşlere tahammül göstermek ve milli değerlere sahip çıkmak gibi temel insani ve toplumsal değerlerin böylesine pervasızca çiğnenmesi, toplumun ahlaki ve etik yapısında derin bir çürümeye işaret etmektedir. Medyanın bu tür sorumsuz ve provokatif yayınlar yapması, özellikle genç nesiller üzerinde olumsuz bir etki yaratmakta ve yanlış rol modellerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Akademik Perspektifte Medya Etiği ve Nefret Söylemi

Akademik açıdan bakıldığında, Yeni Akit’in yayınları medya etiği ilkeleriyle taban tabana zıttır. Medya etiği, doğru ve tarafsız bilgi verme, insan haklarına saygı duyma, nefret söyleminden kaçınma gibi temel prensipleri içerir. Oysa Yeni Akit’in yayınları, yalan haberler, manipülasyon, nefret söylemi ve hedef gösterme gibi unsurları barındırmaktadır. Bu durum, gazetecilik mesleğinin itibarını zedelemekte ve medyanın güvenilirliğini sarsmaktadır. Akademik çalışmalar, bu tür nefret söylemi içeren yayınların toplumsal barış ve huzur üzerindeki olumsuz etkilerini defalarca ortaya koymuştur.

Sosyo-Politik Düzeyde Cemaat ve Tarikatların Etkisi

Sosyo-politik açıdan değerlendirildiğinde, bu olay Türkiye’deki cemaat ve tarikatların medya üzerindeki etkisini ve bu etkinin siyasi iktidarla olan ilişkisini bir kez daha gündeme getirmektedir. Yeni Akit gibi yayın organlarının, belirli dini grupların ideolojilerini yaymak ve siyasi hedeflerine ulaşmak için bir araç olarak kullanıldığı açıktır. Bu durum, laiklik ilkesinin zedelenmesine ve devletin dini grupların etkisi altına girmesine yol açma potansiyeli taşımaktadır. Cumhuriyet Savcılarının bu tür açık nefret söylemlerine karşı sessiz kalması ise, bu etkinin yargı sistemine kadar uzandığına dair endişeleri artırmaktadır.

Dini ve İdeolojik Sapmalar ve İstismar

Dini ve ideolojik açıdan bakıldığında, Yeni Akit’in ölmüş bir insana yönelik bu denli acımasız ve nefret dolu ifadeler kullanması, İslam dininin temel öğretileriyle de çelişmektedir. İslam dini, ölüye saygı duymayı, gıybetten kaçınmayı ve hoşgörülü olmayı emreder. Yeni Akit’in bu yayınları, dini değerleri kendi ideolojik çıkarları için istismar ettiğini ve sahtekar bir “İslamcı” görünümü altında provokasyon yaptığını açıkça göstermektedir. Atatürk’e yönelik düşmanlık ise, Cumhuriyetin temel niteliklerine ve milli birliğe yönelik ideolojik bir sapmanın ürünüdür.

Kronolojik Süreçte Tekrarlanan Provokasyonlar

Kronolojik olarak incelendiğinde, Yeni Akit’in bu tür provokatif ve nefret dolu yayınları ilk kez yaşanmamaktadır. Gazetenin geçmişi, benzer şekilde birçok tartışmalı ve tepki çeken haberlerle doludur. Bu durum, Yeni Akit’in belirli bir ideolojik çizgiyi ısrarla sürdürdüğünü ve provokasyonu bir yayın politikası haline getirdiğini göstermektedir. Ancak, bu tür yayınlara karşı yargının sürekli olarak sessiz kalması, bu provokasyonların cesaretlenmesine ve artmasına neden olmaktadır.

Sonuç

Sonuç olarak, Yeni Akit ve benzeri yayın organlarının Türkiye’deki toplumsal gerginliği artırma, kutuplaşmayı derinleştirme ve milli değerlere saldırma çabaları kabul edilemezdir. Cumhuriyet Savcılarının bu tür açık nefret söylemlerine karşı derhal harekete geçmesi ve hukukun üstünlüğünü tesis etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, bu sapkın zihniyetin ülkemizin geleceği üzerindeki olumsuz etkileri daha da artacaktır. Bu sürecin sonunda bir Gazeteci olarak Basın Yayın İlan Kurumu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve tüm İl Temsilcilikleri, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Basın Konseyi vb. STK’ların bu Gazete Nüspettesi Paçavrayı ve tüm yönetimi, çalışanları ve imtiyaz sahibi dahil var ise üyeliklerinin iptali için acil karar almalarını ve bunun da kamuoyuna duyurulmasını sağlanması gereklidir. (Kınama değil) Koşulsuz bu tür yapılara aramızda yer olmadığını gösterilmesi şarttır…

Fatmir TÜRKKAN

Gazeteci – İç Mimar

 

ÖLMÜŞ BİRİ HAKKINDA DİNSİZ BİRİNİN DAHİ SÖYLEMEYECEĞİNİ SÖYLEYEN ‘AK İT’ÇİLER
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir