Ali KILIÇ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Sonsuzluk Hayali: İnsanın Varoluşa Direnişi

Sonsuzluk Hayali: İnsanın Varoluşa Direnişi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Yaşam, bize sunulmuş bir armağan gibi görünse de, aslında çoğu zaman dayatılmış bir zorunluluk gibidir. Doğadaki diğer canlılar, yaşamı sorgulamadan, olduğu gibi kabullenerek sürdürür. Ancak insan için bu kadarla yetinmek mümkün değildir. İnsanoğlu, yaşamın sınırlarını genişletmek, onu kendi arzuları doğrultusunda şekillendirmek ister. Bu çaba, insanın doğaya karşı verdiği bir tür sessiz başkaldırıdır. Kendi yaşam tarzını kurar, kendi sistemini geliştirir ve çoğu zaman bu sistemi doğanın dışına taşır. Ancak tüm bu teorik çabalar, pratikte tam karşılık bulmayabilir.

İnsanın bu uğraşı, yalnızca dünyadaki yaşamı dönüştürme isteğinden ibaret değildir. Aynı zamanda ölümle yüzleşememenin, yok oluşu kabullenememenin bir tezahürüdür. Ölümü aşma arzusu, insanı sadece bilimsel ya da teknolojik arayışlara değil; aynı zamanda metafizik düşüncelere, mantığın sınırlarını aşan inanç sistemlerine de sürüklemiştir. Çünkü insan aklı, bu dünyada ölümsüzlüğe ulaşamayacağını fark ettiğinde, çözümü öte dünya fikrini yaratmakta bulmuştur.

Bu noktada inanç, insanın çaresizliğine bir cevap olmuştur. Sonsuzluğu hayal eden varlık, geçici olanla yetinememiş; ölüm karşısındaki aczini, sonsuz bir yaşam fikriyle telafi etmeye çalışmıştır. Belki de bu yüzden tüm büyük medeniyetler, bir “öte”nin umudunu içinde taşır. Çünkü insan yalnızca yaşamak istemez; sonsuza dek yaşamak ister.

Oysa asıl soru şudur: Sonsuzluk gerçekten bir kurtuluş mu, yoksa anlamın sonu mu?

Sonsuzluk Hayali: İnsanın Varoluşa Direnişi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir