Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’da düzenlenen Eurasia Rail 2025, 11. Uluslararası Avrasya Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı’nın kapanış etkinliğinde önemli açıklamalarda bulundu. Üç gün süresince demiryolu sanayisinin merkezine ev sahipliği yapan fuar, katılımcı ve ziyaretçilerle dolup taştı. Uraloğlu, burada yaptığı konuşmada, “Demiryolu sektörü, yalnızca bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda ekonomik gelişim, sürdürülebilirlik ve uluslararası entegrasyonun temel taşlarından biridir.” şeklinde konuştu.
23 YILDA 64 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM
Bakan Uraloğlu, demiryolu sistemlerinin dünya genelinde çevre dostu, güvenli ve maliyet etkin ulaşım çözümleri sunduğunu belirterek, bu sistemlerin ülkeler arasındaki mal ve hizmet akışını hızlandırarak ekonomik büyümeye büyük katkılar sağladığını ifade etti.
Uraloğlu, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde geliştirilen Çin-Avrupa Demiryolu Ekspres Trenleri’nin Asya ile Avrupa arasında ticareti dönüştürdüğünü örnek gösterdi. Ayrıca, Rusya’yı doğudan batıya bağlayan Trans-Sibirya Demiryolu’nun tarihi önemine ve Etiyopya-Cibuti Demiryolu projesinin bölgesel ticareti nasıl dönüştürdüğüne dikkat çekti. Uraloğlu, Türkiye’nin Asya ile Avrupa arasında, Çin’den Londra’ya kadar uzanan uluslararası Orta Koridor’da stratejik bir konuma sahip olduğunu vurgulayarak, son 23 yılda demiryollarına yaklaşık 64 milyar dolar yatırım yaptıklarını kaydetti.
Uraloğlu, 2002 yılında 11 bin kilometre olan demiryolu ağının, 2 bin 251 kilometresi yüksek hızlı tren (YHT) ve hızlı tren hattı olmak üzere eklenen yaklaşık 3 bin kilometre ile toplamda 14 bin kilometreye ulaştığını ifade etti. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde gerçekleştirilen Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattı ve Marmaray gibi projelerin Türkiye’yi Asya’dan Avrupa’ya uzanan Demir İpek Yolu’nun merkezine yerleştirdiğini belirtti.
Uraloğlu, her bir rayın ve lojistik bağlantının, ülkenin refahı ve ekonomisinin gücüne katkıda bulunduğunu vurguladı. Tam anlamıyla entegre uluslararası yük ve yolcu taşımacılığında Türkiye’nin vazgeçilmez bir aktör olduğunu söyledi.
Türkiye’nin stratejik konumunun yanı sıra, 67 ülkenin merkezinde yer alması sebebiyle uluslararası ticaretin merkez üssü olduğunun altını çizen Uraloğlu, “Kalkınma Yolu Projesi ve Zengezur Koridoru gibi alternatif uluslararası koridor projeleriyle ekonomik ve jeopolitik konumumuzu güçlendiriyoruz,” dedi. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu’nun Asya ve Avrupa arasında yeni bir dönem başlattığını belirtti.
Uraloğlu, Zengezur Koridoru’nun Azerbaycan ile Türkiye arasındaki mesafeleri kısaltacak önemli bir yol projesi olduğunu, Bakü Limanı’nı doğrudan Türkiye’ye bağlayacağını da sözlerine ekledi. Ayrıca, Basra Körfezi üzerinden Avrupa’ya taşınacak yüklerin artışı konusunda yürütülen Kalkınma Yolu Projesi ile ilgili bilgiler vererek, Faw Limanı’nın Türkiye’ye entegre edilmesiyle bölgede ticaretin yeni bir sayfa açacağını belirtti.
Türkiye’nin demiryolu ağını genişletmenin ötesinde, bu ağda yer alacak her bir aracı yerli ve milli imkanlarla üretme hedeflerine de değinen Uraloğlu, bu bağlamda uluslararası işbirliği ile sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler sunan bir dem
