Doç. Dr. Aygün, Türkiye’de her yıl 500 ila 1000 arasında yılan sokması vakasının bildirildiğini belirttiği yazılı açıklamasında önemli bilgiler paylaştı.
Aygün, yılanların büyük bir kısmının zehirli olmadığını fakat zehirli türlerin çoğunlukla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nin kırsal alanlarında bulunduğunu vurguladı.
Özellikle Ordu’da, tarla ve bahçe işçiliğinin yoğun olduğu dönemlerde engerek türü yılanların neden olduğu sokma vakalarının arttığına dikkat çeken Aygün, zehirli bir yılanın sokması durumunda birkaç saat içinde ortaya çıkabilecek belirtileri şöyle sıraladı: “Sokulan bölgede şiddetli ağrı, şişlik, morarma, bulantı, kusma, baş dönmesi ve halsizlik gibi belirtiler görülebilir. Nadir durumlarda bilinç değişikliği ve tansiyon düşüklüğü de meydana gelebilir. Zehirli olmayan yılan sokmalarında ise genellikle yalnızca yerel ağrı ve hafif şişlik gözlemlenir. Her durumda bir yılan sokması yaşandığında mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.”
Yılan sokması durumunda izlenmesi gereken adımları da aktaran Aygün, “Panik yapmadan hemen 112’yi aramak gerekir. Hasta, mümkün olduğunca az hareket etmeli ve sakin kalmalıdır. Sokulan uzuv kalp seviyesinin altında tutulmalı; şişmeyi engellemek için takı, saat ve yüzük gibi eşyalar çıkartılmalıdır. Hastaneye ulaşana kadar bölgeye havluyla sarılarak soğuk uygulama yapılabilir. Kesinlikle sokulan bölge kesilmemeli veya emilmemelidir,” şeklinde ifade etti.
Doç. Dr. Aygün, yılanların da ekosistemin bir parçası olduğunu hatırlatarak, “Yılanlar bizden korkar. Onların yaşam alanlarına saygı gösterdiğimizde tehlikeden uzak durabiliriz. Bir yılan sokması durumunda bilinçli ve sakin kalmak hayati öneme sahiptir,” dedi.
Aygün, panzehrin yalnızca zehirli yılan sokmalarında ve belirtiler ağırlaştığında uygulanabileceğini ifade ederek, gereksiz panzehir kullanımının ciddi yan etkilere yol açabileceğine dikkat çekti. Bu nedenle tedavi kararının mutlaka bir uzman doktor tarafından verilmesi gerektiğini aktardı.