Göz sağlığı, yaşın ilerlemesiyle birlikte önemli ölçüde etkileniyor. Bu durum, katarakt gibi göz hastalıklarının ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Efekan Coşkunseven, “Yaşlanma ile birlikte göz merceğinin şeffaflığını kaybetmesi nedeniyle katarakt oluşabiliyor. Ayrıca diyabet, UV ışığına maruziyet ve genetik faktörler gibi unsurlar da bu durumda etkili” açıklamasında bulundu. Coşkunseven, göz merceğinin yaşla birlikte protein birikimi nedeniyle bulanıklaştığını belirtti. Ailede katarakt öyküsünün bulunması, güneş ışığına uzun süre maruz kalma, diyabet gibi kronik hastalıklar ve göz yaralanmaları da katarakt gelişiminde etken olabiliyor. Uzun süreli ilaç kullanımı, sigara ve alkol tüketiminin katarakt oluşum riskini artırdığına dikkat çekti.
Kataraktın belirtilerine değinen Coşkunseven, “Katarakt nedeniyle görmede bulanıklık hissi yaşanabilir, sanki sisli bir camın arkasından bakılıyormuş gibi bir durum ortaya çıkar. Bununla birlikte parlak ışıklar daha rahatsız edici hale gelir ve gece vakti görme güçlüğü artar. Renkler kaybolarak daha solgun görünür. Tek gözde çift görme meydana gelebilir. Görme bozukluğu ilerledikçe gözlük numaraları hızla değişebilir ve bu durum hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Erken teşhis katarakt tedavisinde son derece önemlidir; doğru zamanda yapılan cerrahi işlemler ise hastaların yaşam standartlarını büyük ölçüde iyileştirmektedir” dedi.
YAŞ İLERLEDİKÇE GÖZ SAĞLIĞINA DAHA FAZLA DİKKAT EDİLMELİ
Doç. Dr. Efekan Coşkunseven, “Yaşlanmayla birlikte göz sağlığına yönelik daha fazla dikkat edilmesi ve düzenli göz muayenelerinin ihmal edilmemesi önemlidir. 40 yaş ve üzeri bireylerde yakını görmek için kullanılan lenslerin, trifokal veya multifokal özellikte bir lensle değiştirilmesi, günümüzde en çok tercih edilen tedavi yöntemleri arasındadır. Bu yaklaşım katarakt tedavisi ile benzerlikler taşımakta ve hastaların hem uzak, hem orta, hem de yakın mesafeleri net bir şekilde görmesini sağlamaktadır. Lens değişimi sayesinde katarakt gelişimi riski de ortadan kalkmaktadır” ifadelerini kullandı.
KATARAKT İLERLERSE TEDAVİ GENELLİKLE CERRAHİ
Kataraktın başlangıçta gözlük veya kontakt lens kullanımı ile yönetilebileceğini aktaran Coşkunseven, ilerleyen vakalarda tedavinin genellikle cerrahi müdahale gerektirdiğini söyledi. Kataraktın tedavisinde bulanık lens ultrasonik dalgalarla parçalanarak çıkarılır ve yerine yapay bir lens yerleştirilir. Ultrasonik titreşimler ile lensin küçük parçalara ayrılması sağlanır. Ayrıca robotik lazer destekli katarakt cerrahisi de mevcut. Bu yöntemde lazer yardımıyla istenen şekil ve açıda kesim yapılır. Lensin çevresini saran zarın düzgün bir şekilde kesilmesi, cerrahinin önemli bir aşamasıdır. Robotik lazer cerrahisi sayesinde bu işlem saniyeler içinde ve istenilen çapta gerçekleştirilir. Uygulanan lazer, lens materyalini daha hızlı bir şekilde parçalara ayırarak işlemin süresini kısaltır. Ayrıca gözde astigmat varsa, uygun torik lenslerin kullanımı da sağlanmaktadır. Bu süreçte lensin astigmatın aksına doğru şekilde yerleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Robotik lazer ameliyatı, iris tanıma ve işaretleme ile lensin doğru konumda yerleştirilmesini sağlar. Astigmatı düzeltmek için yapılan kesiler de lazerle hızlı ve hassas bir biçimde gerçekleştirilir” dedi.
