Uyku apnesi hastaları, gece boyunca horlama ve solunum durması ile mücadele eden bireylerdir ve bu durum sabahları baş ağrısı, yüksek tansiyon, kalp ritim bozuklukları ve felç gibi ciddi sağlık sorunlarıyla sonuçlanabilir. Uzmanlar, bu hastalığın erken teşhisinin son derece kritik olduğuna dikkat çekerken, mevcut tanı sürecinin hem uzun hem de maliyetli olduğu üzerinde duruyorlar.
Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Siahmet Atlı liderliğinde, Klinik Nörofizyoloji Uzmanı Dr. Leyla Köse Leba ve Van YYÜ Mühendislik Fakültesi’nden Dr. Hasan Hataş ile Dr. Ramin Rajabioun’un katkılarıyla yapay zekâ destekli bir tanı sistemi geliştirildi. Derin öğrenme tabanlı olan bu sistem, hastaların uyku laboratuvarında gece boyunca kalmadan, yalnızca dakikalar içinde yüzde 98,5 doğruluk oranıyla teşhis koyma imkanı sunuyor. Türkiye’de bir ilk olarak tanımlanan bu sistem, uyku merkezlerinde yaşanan yoğunluğun azaltılmasını ve ölümcül risklerin engellenmesini amaçlıyor.
Dr. Siahmet Atlı, uyku apnesinin yaratabileceği ciddi sağlık problemlerine vurgu yaptı. “Hastalar gece uyurken horlama yaşayabilir veya yaşamayabilir, fakat horlamaya eşlik eden solunum durmaları ciddi kaygılara yol açabilir. Yetersiz uyku neticesinde baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, kalp ritim bozuklukları, kalp yetmezliği ve akciğer yetmezliği ile felç gibi durumlar gelişebilir. Bu nedenle tanı süreci oldukça önemli. Ancak şu anki süreç, maliyetli ve zamanlı bir zorluk içeriyor. Örneğin, elimizde yalnızca iki yatak bulunduğu için hastalarımıza altı ay sonrasına randevu verebiliyoruz,” dedi.
Dr. Hataş, evlerinde kaydettikleri 7-8 saatlik horlama sesinin yaklaşık 5 dakikada görsele dönüştürülerek analiz edilebildiğini belirtti. Bu sayede hekimlerin iş yükünün önemli oranda azalacağını ve hızlı, düşük maliyetli bir tanı sisteminin elde edileceğini kay
