St. Peter’s Üniversitesi İngilizce Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Stephen Cicirelli, 15 Mayıs’ta sosyal medya platformu X’te yapmış olduğu paylaşımında, öğrencisinin ödevini yapay zeka ile yazdığını tespit ettiğini ve o öğrencinin gönderdiği özür e-postasının da ChatGPT tarafından hazırlandığını belirtti.
“Artık bu işin ötesine geçtik.” yorumuyla durumu özetleyen Cicirelli, yapay zekanın eğitimde ulaştığı noktayı gözler önüne serdi. Bu viral paylaşım, etik, özgünlük ve dijital araçların sınırları gibi birçok konunun yeniden tartışılmasına neden oldu.
Cicirelli, paylaşımında şunları ifade etti:
“Bir öğrenciyi, yapay zeka ile yazılmış bir araştırma ödevi teslim ettiği için dersten bıraktım. Ardından bana yine yapay zeka tarafından yazıldığı açıkça belli olan bir özür e-postası gönderdi. Artık aynanın öteki tarafındayız.”
Yaklaşık 15 milyon etkileşim alan bu paylaşımın ardından Cicirelli’ye destek mesajları yanı sıra eğitim sisteminin geldiği noktayla ilgili eleştiriler de yapıldı. Olay, sadece bireysel bir ihlalle kalmayarak yapay zeka kullanımının sınırları, özgünlük krizi ve akademik etik konularını gündeme taşıdı.
Öğrencilerin yapay zekayı yalnızca bilgi kaynağı olarak değil, aynı zamanda “kişisel temsilci” olarak kullanmaya başlaması, öğretmenlerle öğrenciler arasındaki güven ilişkisini de tehdit etmekte.
Yapay zeka teknolojilerinin sınırlarının nasıl çizileceği ve akademik üretimde insan katkısının nasıl korunacağı gibi önemli sorular tekrar ele alınmaya başlandı.
Gelişmeler sonrasında Cicirelli, konuyla ilgili kendi değerlendirmelerini yaptı.
“DOĞRUDAN BANA GELİP ÖZÜR DİLEMEDİ”
Cicirelli’nin X platformundaki paylaşımı, milyonlarca etkileşim alarak yapay zekanın eğitimdeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Cicirelli, bu paylaşımın amacının sadece bir öğrencinin yapay zeka kullanarak ödev yapmasını göstermek olmadığını; asıl rahatsızlığının öğrencinin yazdığı özür mesajının yapay zeka tarafından oluşturulması olduğunu vurguladı.
Öğrencisinin yazım stilini bildiğini dile getiren Cicirelli, özür mesajının onun tarzına uymadığını belirterek, “Bu, beni gerçekten çok rahatsız etti. Sanırım bu yüzden o paylaşımı yaptım. Doğrudan bana gelip özür dilemedi.” dedi.
Yapay zekanın fen bilimleri alanında daha fazla katkı sunabileceğini belirten Cicirelli, sosyal bilimlerde kullanımının ise öğrencileri konuyu aktarma konusunda yanlış yönlendirebileceğini ifade etti.
Cicirelli, “Ben edebiyat öğretiyorum, beşeri bilimler denen şeyi öğretiyorum ve bu alanlarda yapay zeka kullanımının çok faydasının olmadığını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“BÖYLELİKLE SHAKESPEARE’İ DOĞRU BİR ŞEKİLDE DENEYİMLEME FIRSATINI KAÇIRIYOR İNSANLAR”
Oslo Üniversitesi’nden Eyvind Elstad ve Oslo Metropolitan Üniversitesi’nden Harald Eriksen’in 2024’te yayımlanan bir akademik çalışmasında, yapay zekanın öğrencilerin yazma ve okuma süreçlerindeki yaratıcılığına olumsuz etkileri ele alındı. Araştırmada, öğrencilerin yazılı anlatım becerilerinin temelini oluşturan yazı sesinin gelişiminin, yapay zeka kullanımının artmasıyla tehlikeye girdiği vurgulandı.
Araştırmacılar, bir öğrencinin kendine özgü yazı dili geliştirebilmesi için metinle doğrudan ve özgün bir etkileşim kurması gerektiğini belirtirken, bu