Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Yasser Hassan, yapay zekanın çalışma hayatında önemli değişimlere yol açtığını belirtti. Yapay zekadan önce de teknoloji ve dijitalleşme ile ilgili dönüşümlerin hâlihazırda var olduğunu, bu sürecin sürekli bir gelişim içinde olduğunu ifade etti.
ILO’nun üye ülkelerde bu gelişmeleri dikkatle izlediğini vurgulayan Hassan, farklı ülkeler, bölgeler ve kıtalar arasında durumun değişiklik gösterdiğine dikkat çekti.
“YAPAY ZEKANIN EN ÇOK ETKİLEYECEĞİ 4-5 MESLEK VE SEKTÖR VAR”
Hassan, bu konuda ILO tarafından yürütülen araştırmalarla elde edilen bulguları paylaştı:
“Yapay zekanın en fazla etki göstereceği 4-5 meslek veya sektör bulunuyor. Özellikle sağlık sektörü, bu değişimden en çok etkilenen alanlardan biri olacak. Bunun yanı sıra idari işler, perakende ve bankacılık sektörleri de yapay zekanın etkisi altına girecek. İmalat sektörü de bu etkilenen alanlar arasında öne çıkıyor.”
Hassan, yapay zekanın çalışma hayatını köklü bir şekilde değiştireceği konusunda, “ILO olarak inancımız, yapay zekanın işleri tamamen ortadan kaldırmayacağı fakat mevcut işleri dönüştüreceği yönünde. Dolayısıyla bu meseleleri dikkate almak zorundayız. Hangi işler kaybolacak, hangi yeni işler öne çıkacak? Bu durum, politika oluşturma, işveren ve işletmelerin ihtiyaçları ile iş gücü piyasasına yapılacak müdahalelere bağlı olacak.” şeklinde konuştu.
“YETKİNLİKLERİ SÜRDÜRÜLEBİLİR HALE GETİRMELİYİZ”
Yapay zeka teknolojisinin gelişimiyle birlikte iş gücü piyasasında hangi becerilere ihtiyaç duyulacağına dair değerlendirmelerde bulunan Hassan, şöyle devam etti:
“İlkokula başlayan çocukların yüzde 65’i, günümüzde mevcut olmayan işlerde çalışacak. Bu durum, dijital dönüşüm ile yapay zekanın etkisiyle doğrudan ilişkilidir. Hangi becerilere ihtiyaç duyacağımıza odaklanmalı, bu becerilerin yeniden kazandırılması ve mevcut becerilerin geliştirilmesi gerektiğini bilmeliyiz. Ancak burada önemli bir nokta daha var; sadece yeni beceriler kazandırmak veya mevcut becerileri geliştirmek yeterli değil, aynı zamanda bu yetkinliklerin sürdürülebilirliğini de sağlamalıyız.”
“İŞ GÜCÜ TAMAMEN DİJİTAL BİLGİYE VEYA AI’YE SAHİP OLMAK ZORUNDA DEĞİL”
Hassan, gelecekte hibrit bir çalışma modelinin ortaya çıkacağına da değinerek, “İş gücü, dijital bilgi, dijital beceriler veya yapay zeka becerilerine tamamen sahip olmak zorunda değil. 2030 yılına kadar pek çok işin dijital ve yapay zeka bileşeni olacak, ancak bu işleri gerçekleştirebilmek için insani becerilere de büyük ölçüde ihtiyaç duyulacak.” ifadelerini kullandı.
Yapay zekanın iş gücüne olumsuz etkilerini azaltmak adına ulusal stratejilerin önemine dikkat çeken Hassan, şunları belirtti:
“Türkiye’de bu meselenin oldukça öncelikli bir gündem maddesi olduğunu düşünüyorum. Bu durum sadece hükümeti değil, aynı zamanda işveren ve işçi örgütlerini de kapsayan ILO ile işbirliği içinde yürütülen üçlü yapının da öncelik listesinde yer alıyor. Öncelikli olarak yaşam boyu öğrenmenin güçlendirilmesi gerekiyor. Yeniden beceri kazandırma ve mevcut becerilerin geliştirilmesi için yatırım yapılması büyük önem taşıyor. En kritik mesele ise yapay zeka süreçlerinde sosyal diyaloğun önceliklendirilmesidir. Yapay zeka, çalışma hayatında değişikliklere neden olacak,