Türkiye, verimli tarım arazileri, iklim çeşitliliği ve yüksek üretim potansiyeli ile dünya çapında dikkat çeken bir tarım ülkesi olma kapasitesine sahiptir. Ancak bu potansiyelin tam olarak hayata geçirilmesi, tarımsal politikaların uzun vadeli bir perspektifle geliştirilmesi, modern tarım teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve uluslararası pazarlarda etkinliğin artırılması ile mümkün olacaktır.
Dünya tarım sektörüne genel bir bakış attığımızda, gelişmiş ülkelerin hem üretim hem de ihracat tarafında güçlü stratejiler oluşturduğunu görmekteyiz. Türkiye’nin tarımda küresel bir oyuncu olabilmesi için kalite, standart ve sertifikasyon odaklı bir yaklaşım benimsemesi elzemdir. Bu bağlamda, üretim kapasitesinin artırılması, tarımsal ihracatın güçlendirilmesi, markalaşma sürecinin hızlandırılması ve uluslararası pazarlarda rekabetçi hale gelinmesi gerekmektedir. Ar-Ge yatırımları, dijital tarım uygulamaları ve sürdürülebilir üretim yöntemleri de bu konuda son derece önemlidir.
Aynı zamanda, tarım sektöründeki genç nüfusun desteklenmesi, tarımsal eğitim programlarının güçlendirilmesi ve çiftçilerin uluslararası standartlara uygun üretim gerçekleştirmelerinin sağlanması, Türkiye’nin küresel tarım piyasasında daha sağlam bir yer edinmesine yardımcı olacaktır. Tarım, sadece bir üretim alanı değil, bunun yanı sıra ekonomik bağımsızlık ve küresel güç olma yolunda stratejik bir sektördür. Türkiye, tarımda küresel aktör olma misyonunu benimseyerek dünya gıda piyasasında önemli bir rol üstlenebilir.
Bu misyon, Türkiye’nin hem ekonomik hem de stratejik açıdan daha güçlü bir konum elde etmesini sağlayacaktır. Uygun politikalar ve sürdürülebilir yatırımlarla, Türkiye’nin tarımda küresel aktör olma hedefi gerçeğe dönüşebilir.
Tüm iş insanları ve Bürokratlar Federasyonu (TÜMBİFED) Genel Başkanı, Ziraat Yüksek Mühendisi
MEHMET HÜSREV