Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT) sırasında açıklamalarda bulunan Narin, 2024 yılında Türkiye’nin turizm performansının oldukça olumlu bir seyir izleyeceğini ifade etti. Paris 2024 Olimpiyat Oyunları ve Avrupa kupalarının etkisine rağmen Türkiye’nin bu dönemde başarılı olduğunu dile getirdi.
Narin, “Büyük şampiyonaların olduğu dönemlerde turizmde hafif düşüşler gözlemlenebilir. Bu tür organizasyonlar, dünya turizm hareketlerini etkiliyor. Ancak buna rağmen, 2023 yılı turizm açısından başarılı bir yıl oldu. Turist girişlerinde 5’inci, turizm gelirlerinde ise 7’inci sıradayız” şeklinde konuştu.
2025’in de benzer bir başarı seviyesinde geçeceğine inanan Narin, genel turist girişlerinin Türkiye’nin turizm sektörü için oldukça iyi bir durumda olduğunu belirtti.
Gelirleri artırmak için yeni stratejilere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Narin, “Bu başarıyı devam ettirebilmek için farklı çalışmalar gerçekleştireceğiz. Orta vadeli planlarımız doğrultusunda ilerlemeyi hedefliyoruz. 2027-2028 döneminde cari açığa daha fazla katkı sağlamak amacıyla ülke ekonomisine destek vermeye devam edeceğiz” dedi.
Yatırımlarla ilgili planların önemine değinen Narin, yüksek enflasyon ve faiz oranlarının yatırım ortamını olumsuz etkilediğini, ancak faiz oranlarındaki düşüşle birlikte 2025 ve 2026 sonrasında olumlu bir gelişme beklediklerini aktardı. Narin, 2025’in bu ivme ile daha güçlü geçeceğini ve 2026’da daha iyi sonuçlar alacaklarını söyledi.
Yabancı Yatırımcı İlgisi Arttı
İstanbul’un dünya çapında yükselen bir destinasyon olmaya devam edeceğini vurgulayan Narin, şehrin yerli ve uluslararası yatırımcılar için büyük öneme sahip olduğunu ifade etti. Ayrıca, Antalya bölgesindeki markalaşma çabalarının yeni bir eğilim yarattığını belirtti. Narin, “Antalya’da daha fazla zincir otel ve markaların inşası söz konusu. Ege bölgesinde de benzer gelişmeler yaşanacak” diye ekledi.
Yabancı yatırımcıları bölgeye çekmek için markalaşmanın önemine dikkat çeken Narin, “Yabancı yatırımcılar, markaların bulunduğu destinasyonları tercih ediyor. Markalı tesislerin sağladığı kazançlar, markasız tesislere göre daha yüksek” şeklinde konuştu.
Narin, mevcut yatırımların Suudi Arabistan ve Mısır gibi bölgelerde yoğunlaştığını belirtirken, bu ülkelerin turizm çekebilme adına cazip teşvikler sunduğunu dile getirdi. Türkiye’nin bu konuda rekabetçi bir konumda olduğunu belirtmekle birlikte, 2033’e kadar yeni planlar yapmaları gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye Sağlık Turizmi Potansiyeliyle Öne Çıkıyor
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye’nin sağlık turizmi potansiyeline vurgu yaptı. Bağlıkaya, sağlık turizminin son yıllarda önemli bir alan haline geldiğini ve kitle turizminden elde edilen gelirleri önemli ölçüde artırma kapasitesine sahip olduğunu ifade etti.
Şu anda Türkiye’de 1000’in üzerinde sağlık turizmi acentesi olduğunu belirten Bağlıkaya, kamu ile iş birliği yaparak sektörün sorunlarını çözme yönünde adımlar attıklarını söyledi. Türkiye’nin sağlık altyapısının geliştirildiği bu dönemde 1,5 milyon sağlık turistinin yaklaşık 3 milyar dolarlık gelir oluşturduğunu belirten Bağlıkaya, bu rakamın yakın zamanda 12 milyar dolara yükselebileceğini düşündüğünü aktardı.
2025 yılında sağlık turisti sayısının 2,5 milyona ulaşacağını öngören Bağlıkaya, kısa sürede 5 milyon seviyelerine çıkmanın mümkün olduğunu sözlerine ekledi. Ayrıca, sağlık turizmindeki büyümenin, Türkiye
