Dünya ekonomileri çeşitli belirsizliklerle projeksiyon oluşturmaya devam ederken, ABD’nin korumacı ticaret politikaları küresel ekonomik istikrarsızlıkları artırıyor.
ABD ile Çin arasında geçici bir tarife anlaşmasının sağlanması, piyasalardaki gerginliğin azalmasına yardımcı olmuştu. Ancak, Cuma günü ABD Başkanı Trump’ın Avrupa Birliği’ne yüzde 50 tarife uygulamak istediğini açıklaması ve Apple’ı, ürünlerini ABD’de üretmemesi durumunda en az yüzde 25 gümrük vergisi ödemekle tehdit etmesi, piyasalarda risk iştahını olumsuz etkiledi.
Trump, ticaret müzakerelerinin sonuçsuz kalması nedeniyle 1 Haziran itibarıyla AB’ye uygulanacak tarifelerin bir anlaşma arayışında olmadığını söyledi. Ayrıca, AB’nin son yıllarda ABD’ye karşı kötü davrandığını ve birliğin ABD’ye zarar vermeyi hedeflediğini vurguladı.
Analizciler, Trump’ın sürekli değişen tarifelerle ilgili söylemlerinin dünya çapındaki piyasalarda dalgalanmalara yol açtığını belirtiyor. Bu durum, fiyatlama davranışlarını da etkiliyor.
Son gelişmeler ve makroekonomik veriler, tarifelerin küresel ekonomi üzerindeki olası etkileri hakkında soru işaretlerini artırırken, hafta boyunca Fed yetkilileri, ek gümrük vergilerinin enflasyonist baskılar oluşturabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller, yılın sonunda faiz indirimleri için hâlâ bir potansiyel gördüğünü ifade etti.
Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, kısa vadede faiz indirimleri için beklentinin “biraz daha yüksek” olduğuna inansa da, önümüzdeki 10 ila 16 ay içinde düşük borçlanma maliyetlerinin mümkün olduğunu belirtti.
St. Louis Fed Başkanı Alberto Musalem, kısa vadeli enflasyon beklentilerinin uzun vadeli beklentileri etkileyebileceği bir seviyeye çıkmasına karşı dikkatli olmaları gerektiğini dile getirerek, bunun maksimum istihdam ve fiyat istikrarını sağlama açısından zorluk çıkarabileceğini vurguladı.
Analistler, gelecek hafta yayımlanacak FOMC’nin 6-7 Mayıs’ta yapılan toplantısına dair tutanakların merakla beklendiğini, ayrıca Perşembe günkü büyüme verileri ve Cuma günkü kişisel tüketim harcamalarının piyasalarda belirleyici rol oynayabileceğini ifade ettiler.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Gita Gopinath, yaptığı bir röportajda ABD’nin mali açığının büyük olduğunu ve buna yönelik tedbirler alınması gerektiğini belirtti.
Geçtiğimiz hafta G7 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Zirvesi gerçekleştirildi. ABD, Almanya, İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya ve Japonya’dan oluşan G7 ülkelerinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanları, Kanada’daki toplantılarının ardından ortak bir bildiri yayımlayarak, ortak politika hedeflerini sürdürme kararlılıklarını vurguladılar.
Bildiride, ticaret ve ekonomi politikalarındaki belirsizliklerin yüksek seviyede kalmayı sürdürdüğüne işaret edilerek, “Ekonomi politikalarındaki belirsizliğin zirve yaptığı dönemden bu yana azaldığını kabul ediyoruz ve daha fazla ilerleme kaydetmek için birlikte çalışacağız.” ifadesine yer verildi.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump’ın gelecek ay Kanada’da düzenlenecek G7 Liderler Zirvesi’ne katılacağını da doğruladı.
Bu bağlamda, ABD tahvil piyasalarında geçen haftanın genelinde satıcılı bir seyir gözlemlenirken, 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 8 baz puan artışla haftayı yüzde 4,52 seviyesinden kapattı.
Emtia fiyatları ise bu haber akışına bağlı olarak karışık bir seyir izlerken, ABD
