ABD Başkanı Trump, 20 Ocak’ta yemin ederek göreve başlamasının ardından, yaptığı açıklamalar ve uyguladığı politikalarla yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde değil, dünya genelinde büyük yankı uyandırmaya devam ediyor.
Trump’ın yeni hedefi ise, Harvard Üniversitesi gibi protesto ve eleştiri kültürünün merkezi konumundaki üniversiteler oldu.
7 Ekim 2023’te İsrail ve Hamas arasında patlak veren çatışmalar süresince, Filistinlilere destek vermek amacıyla sivil hayata yönelik saldırıları protesto eden öğrenciler, Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte “hedef” haline getirildi. Massachusetts’teki Tufts Üniversitesi’nde doktora yapan Rümeysa Öztürk gibi birçok öğrenci gözaltına alındı. Trump’ın Harvard Üniversitesi’ne yönelik talepleri ise Beyaz Saray ve üniversite arasında gerginliğe yol açtı.
Trump yönetimi, Harvard’ı, üniversitedeki antisemitizmi artırdığı gerekçesiyle çeşitli programlar ve departmanların denetlenmesi için dışarıdan bir heyet görevlendirmeye çağırdı. Ayrıca, tüm çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarının sona ermesini, ırk, din veya cinsiyete dayalı işe alımlara son verilmesini ve özellikle Filistin egemenliğini destekleyen öğrenci gruplarına baskı yapılmasını istedi. Beyaz Saray, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarının ardından, kampüslerde düzenlenen protestolara dair soruşturma açılmasını talep etti.
Harvard Üniversitesi Rektörü Alan Garber, Trump yönetiminin taleplerine karşı durmaya kararlı olduklarını dile getirerek, üniversitenin “bağımsızlığından” vazgeçmeyeceğini ifade etti: “Hükümet, hangi alanlarda çalışılacağını veya hangi öğrencilerin kabul edileceğini belirleyemez.”
Bu durum, tarihsel olarak başkanlara meydan okuma geleneğine sahip olan Harvard Üniversitesi ile Trump arasında önemli bir çatışmanın başlangıcını temsil ediyor.
Trump, Harvard’ın talepleri reddetmesi üzerine, üniversiteye verilen 8,7 milyar doları aşan fonların dondurulacağını ve “sivil haklar yasalarına uygunluğu sağlamak amacıyla” soruşturma başlatılacağını duyurdu. Harvard’ın geri adım atmaması üzerine Trump, üniversitenin vergi muafiyeti statüsünden çıkarılması ve “siyasi kuruluş” olarak yeniden sınıflandırılmasını talep etti.
Trump, gazetecilere verdiği ifadede, “Harvard’ın bir rezalet olduğunu düşünüyorum. Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında olmamalı.” şeklinde sert eleştirilerde bulundu.