Amerika Birleşik Devletleri’nde Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, Türk-Amerikan ilişkileri açısından yeni bir evrime işaret ediyor. Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye’nin bu süreçte karşılaşabileceği fırsatlar ve riskleri DW Türkçe’ye aktardı. Trump’ın 20 Ocak’ta yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte, Türkiye-ABD ilişkilerinde bir dönüşüm yaşanması bekleniyor.
Ankara, Erdoğan ve Trump arasındaki lider düzeyindeki diyalog ile ikili ilişkilerin yeniden canlanmasını ümit ediyor.
Erdoğan, bakanlığa veda eden Joe Biden’ın ardından, Beyaz Saray’ın kapılarının tekrar kendisine açılacağını umuyor.
Trump ve Erdoğan, birbirlerini “dost” olarak nitelendirse de, Trump’ın ilk döneminde yaşanan S-400 ve Rahip Brunson krizi gibi olaylar ilişkilerin zedelenmesine yol açtı. Oluşan zarar henüz tamamen giderilememiş durumda ve gelecekte nasıl bir seyir izleyeceği belirsizliğini koruyor.
Dış Politika Araştırma Enstitüsü’nün (FPRI) Başkanı Aaron Stein, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “İlişkilerin önümüzdeki dört yılda nasıl bir gelişim göstereceğini söylemek için henüz erken. Suriye’de yaşanacak olası gelişmeler, Ankara’yı yeni meseleler ile baş başa bırakabilir” şeklinde değerlendirmede bulundu.
Gönül Tol, Washington merkezli Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Türkiye Çalışmaları Merkezi Direktörü, Trump’ın yapmak istediği her şeyi zorlaştıranları kolayca “harcayabileceği” uyarısında bulundu. Tol, Trump’ın Netanyahu’ya yaptığı baskının Gazze’deki ateşkes için etkili olduğunu belirterek, Türkiye ile ilişkilerde de benzer bir durumun geçerli olabileceğinin altını çizdi.
Gözler, Ankara-Washington hattındaki en kritik meselelere çevrildi; bunlar arasında Suriye’de yaşanacak gelişmeler öne çıkıyor. Türkiye, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak nitelendirilen YPG’nin tasfiyesini istiyor. Erdoğan, Türkiye ile yakın ilişkilere sahip olan HTŞ’nin Suriye’de yönetimi devralmış olmasının ardından, Trump’ın yeniden göreve gelmesini bir fırsat olarak değerlendiriyor.
Trump’ın, Ortadoğu savaşlarıyla ilgilenmeme çabaları ve ABD askerlerini gerçekten Suriye’den çekme niyeti, tartışmalara yol açıyor. Tol, Trump’ın “savaşları bitiren lider” imajını korumak isteyebileceğine dikkat çekti.
Trump’ın dışişleri bakanı adayı Marco Rubio’dan, Suriye konusundaki Erdoğan’a yönelik bir uyarı geldi. Rubio, oturumda Suriye’de istikrar sağlanmasının önemine vurgu yaparak, Erdoğan’a mevcut anlaşmaları ihlal etmemesi konusunda mesaj iletti.
Ortadoğu’da Türkiye’nin rolü üzerinde yapılan tartışmalar da artıyor. Türkiye’nin, ABD’nin “Şii Hilali” gibi bölgede bir denge oluşturduğuna karşılık, Sünni Müslümanların daha güçlü bir konum elde edebileceği iddiaları gündemde. Ancak, Stein, Sünni ülkelerin Erdoğan’ı zorla tolere ettiğini söyleyerek, bu durumu eleştirdi. Ayrıca, Türkiye’nin Trump döneminde Kıbrıs ve Yunanistan ile artan gerilimlerin sürmesinin beklendiği belirtiliyor.
Öte yandan, Türkiye’nin YPG’nin tasfiyesi için sunduğu formüllerin, geçmişte olduğu gibi Rusya aracılığıyla da gündeme getirildiğine işaret ediliyor. Gönül Tol, YPG’nin mevcut durumu nedeniyle herhangi bir anlaşmaya varmanın zor olduğunu belirtti ve bunun çözümünün ABD’nin Suriye’den çekilmesi olabileceğini ifade etti.
Trump döneminde Türkiye için en kritik konulardan biri de, S-400’ler nedeniyle uygulanan yaptırımlar. Gönül Tol, Trump’ın bu yaptırımların kaldırılması için bazı taahhütler alması gerektiğini dile getirirken, bunun olmasının zor olduğunu düşünüyor.
Danforth, Trump yönetiminin, Erdoğan