Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda oybirliğiyle kabul edilen yeni kararda, İsrail’in uzun bir süredir uyguladığı hukuka aykırı ve soykırım niteliğindeki politikalarının, dünya genelinde önemli bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekildi.
Gazze’de on binlerce masum insanın ölümüne yol açan saldırıları takiben, İran’a yönelik gerçekleştirilen operasyonların, İsrail yönetiminin bölgesel barışı tehdit eden bir çatışma stratejisi izlediğini net bir şekilde ortaya koyduğu belirtildi. Kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Uzun yıllardır devam eden işgal, sistematik baskı ve ayrımcılığın yanı sıra, açlıkla boğuşan Filistin halkı varoluş mücadelesine devam etmektedir. Yardım bekleyen siviller ve çocuklar üzerinde gerçekleştirilen saldırılar, insanlığa karşı işlenen suçların arasında yer alan yeni bir ağır suç olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, İsrail’in İran’a yönelik saldırıları, bölgedeki gerilimi artırmakta ve geniş çaplı bir savaş riskini de beraberinde getirmektedir. Bu tür bir eylem, uluslararası işbirliği ve nükleer müzakereler sürecine karşı açık bir provokasyon niteliği taşımaktadır. İşgalci İsrail’in bu süreçte bölgesel bir savaşın faili olduğu aşikardır.”
Filistin’in yanı sıra Suriye, Lübnan ve Yemen’deki devam eden saldırıların, Netanyahu hükümetinin çatışmayı yayma niyetinin bir yansıması olduğuna dikkat çekilen kararda, TBMM’nin, bölgedeki tüm masum halkların yanında yer aldığı, savaş ve İsrail’in gerçekleştirdiği katliamlara karşı durduğu vurgulandı. Kararda, şu ifadeler ifade edildi:
“Elbette, Netanyahu ve bazı hükümet üyeleri hakkında hem ülkelerinde hem de uluslararası yargı organlarında yürütülen hukuki süreçler, bu yönetimi soykırımcı olarak tanımlayacaktır. İsrail’in sergilediği saldırganlık ve uyguladığı devlet terörü, halklar nezdinde çoktan mahkum edilmiştir.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, İsrail’in Gazze halkına yönelik soykırıma varan eylemleri ve bölgede barışı tehdit eden tüm faaliyetlerini en sert şekilde kınıyoruz. Aynı zamanda, bu saldırganlıklar karşısında sessiz kalan uluslararası kurumlar ve hükümetlere, uluslararası hukuk ve diplomasi çerçevesinde sorumluluklarını üstlenmeleri çağrısında bulunuyoruz.
Barışı gözeten ve insan hayatını önceliklendiren bir anlayışla, bölgede kalıcı bir çözüm sağlamak için çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu bağlamda, uluslararası toplumdan, İsrail’i durdurmak için kararlı ve tutarlı bir tutum sergilemesini bekliyoruz. Adil, kalıcı ve hakkaniyet temelinde bir barışın sağlanması için gösterdiğimiz diplomatik çabaların arkasında durduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.”
*Haberde AA’nın arşiv görseli kullanılmıştır.