Prof. Dr. Ercoşkun, medya gündeminde yer eden tavuk döner zehirlenmesi vakasını hatırlatarak, bu durumun yüzlerce insanın hastaneye kaldırılmasına ve iki bireyin entübe edilmesine neden olduğunu ifade etti. Bu trajik olayın, gıda sektöründe gıda güvenliğinin sağlanmasının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Ercoşkun, üretim aşamalarındaki eksiklikler ve alınması gereken önlemlere dikkat çekti.
Yapılan açıklamalarda, tavuk döner üretiminde etin yeterince pişirilmediğine, soğuk zincirin ihlal edildiğine ve hijyen standartlarının göz ardı edildiğine vurgu yapıldı. Ercoşkun, “Tavuk döner, özellikle salmonella ve campylobacter gibi zararlı mikropların üremesi için uygun bir ortam teşkil ediyor. Üretim esnasında etin 75 dereceye kadar ısıtılmaması, bakterilerin hayatta kalmasına ve çoğalmasına yol açarak halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor.” dedi.
Ercoşkun, toplu tüketim alanlarında gıda güvenliği açısından en riskli ürünlerin kanatlı etler olduğunu ifade etti. Bunun nedeninin kanatlı etlerin yüksek pH seviyesine ve diğer etlere göre daha gevşek bir yapıya sahip olmasına dayandığını belirtti. “Yüksek pH’lar, genellikle insanlarda zehirlenmelere neden olan mikroorganizmaların büyümesini teşvik edebiliyor. Bu mikroorganizmaların gelişimi kırmızı etlerde çok daha düşük seviyelerde kalıyor. Toplu tüketim yerlerinde kanatlı etlerin pişirilmesi sırasında tüm aşamalara titizlikle uyulmalıdır.” şeklinde konuştu.
“TAVUK DÖNER 20 SANTİMETREDEN KALIN OLMAMALI”
Tavuk dönerin kalınlığının 20 santimetreden fazla olmaması gerektiğine dikkat çekerek, dönerin yüzey sıcaklığının 350 dereceye ulaşabileceğini, ancak etin birkaç milimetre altında bu sıcaklığın zararlı bakterilerin oluşumu için ideal koşulları sağladığını vurguladı. Kalın kesimlerin, dönerin ateşe maruz kalmayan kısımlarında çiğ kalmasına yol açabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Ercoşkun, üretim personelinin düzenli hijyen eğitimi almasının önemine de değinerek, “Çocuklar, yaşlılar, hamileler ve kronik hastalığı bulunan kişiler gibi hassas gruplar, gıda zehirlenmesinden en çok etkilenen bireylerdir. Bu grupların maruz kaldığı risk, yetersiz pişirme ve hijyen uygulamaları yüzünden katlanılmaz boyutlara ulaşabilir. Gıda zehirlenmesi vakalarında en sık görülen semptomlar arasında mide bulantısı, kusma, ishal, karın ağrısı ve ateş bulunmaktadır.” şeklinde konuştu.
“TAVUK ETİ ÇABUK BOZULUYOR”
Ercoşkun, tavuk etinin diğer et türlerinden daha hassas bir yapıya sahip olduğunu ve sığır veya koyun etine göre daha hızlı bozulduğunu belirterek, “Tavuk etindeki riskler, hijyen eksiklikleri ve ısı kontrolündeki yetersizliklerle daha fazla ortaya çıkıyor. Bu nedenle, hem üreticilerin hem de restoranların gıda güvenliği standartlarına eksiksiz uyum sağlaması şarttır. Gıda güvenliğinin sağlanması adına, yerel yönetimlerin ve özel denetim kuruluşlarının düzenli kontroller yaparak üretim tesislerindeki eksiklikleri tespit etmeleri ve gidermeleri gerekmektedir.” dedi.
Yaşanan tavuk döner zehirlenmesi olayı, gıda üretiminde hijyen, ısı kontrolü ve denetimlerin öneminin altını çizerken, Ercoşkun “Gıda güvenliği, ülkem