İnsanlık tarihi boyunca stres, hayatın kaçınılmaz bir unsuru olmuştur. Modern yaşamın getirdiği zorluklar, stresi gündelik yaşamımızın merkezi haline getirmiştir. Ancak, bu stresin sağlığımız üzerindeki olumsuz etkileri önemli ölçüde göz ardı edilemez. Kısa vadede gerginliğe ve mutsuzluğa sebep olan stres, uzun vadede daha ciddi sağlık problemlerine yol açma potansiyeline sahiptir. İşte stresin vücudumuza olan etkileri…
Sürekli stres altında kalmak, bağışıklık sisteminin zayıflamasına sebep olur ve vücudumuzun hastalıklara karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açar. Stresli anlarda, vücudun enfeksiyonlarla mücadele yeteneği azalır. Sonuç olarak, kolayca hastalanabilir ve iyileşme süreci daha uzun sürebilir.
Ayrıca stres, kalp atış hızının artmasına neden olur ve bu durum kan basıncını yükseltebilir. Sürekli stres altında kalan bireylerin hipertansiyon ve kalp hastalıklarına yakalanma olasılığı artmaktadır. Stres, damarların daralmasına yol açarak kan akışını zorlaştırabilir.
Devamlı stres maruziyeti, vücudun sindirim sistemi üzerinde de olumsuz etkilere yol açar. Gastrit, hazımsızlık, reflü, mide ekşimesi ve ülser gibi rahatsızlıklar, stresli dönemlerde sıklıkla tetiklenir ve ilerleyebilir. Stres, vücudu asidik hale getirerek sindirim sistemi iltihaplanmalarına zemin hazırlar.
Stres altında olmak, psikolojik bir sorun olarak değil, fizyolojik bir yan etki olarak da kendini gösterir. Kaslardaki gerilme, sürekli gergin hissetme durumuna yol açar ve baş ağrıları, boyun tutulması ya da sırt ağrıları gibi sorunların ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Stresin yol açtığı ağız kuruluğu ve aşırı terleme gibi fiziksel belirtilerin yanı sıra, zihinsel ve duygusal aksamalar da sıklıkla gözlemlenir. Kronik hastalıkların yanı sıra, birçok psikolojik sorunun altında da stres yatar. Uzun süreli stres, beyindeki kimyasal dengenin bozulmasına sebep olur.
Beyin kimyasındaki bu değişiklik, özellikle bilişsel becerilerimizi etkiler. Kronik stres, hafıza kayıpları, dikkat dağınıklığı, odaklanma güçlüğü ve öğrenme zorluğu gibi sorunlara neden olabilir.
Depresyon, çağımızın en eski psikolojik rahatsızlıklarından biridir ve kökeninde stres yatar. Yüksek stres seviyeleri, kaygı, depresyon ve sürekli öfkeli hissetme gibi duygusal sorunları tetikler. Duygusal dengesizlikler, ruh halimizde dalgalanmalara sebep olarak psikolojik sağlığımızı olumsuz etkiler.
Stresin, fiziksel sağlığımızın yanı sıra duygusal sağlığımız üzerindeki etkisi de oldukça büyüktür ve cilt sağlığı bu etkilere dahildir. Birçok cilt hastalığının altında stres yatmaktadır. Stres anında, vücuttaki kortizol hormonunda artış gözlenir. Yüksek kortizol seviyesi, ciltteki yağ bezlerinin çalışma oranını artırarak, cilt yağlanmasına, akne ve sivilce oluşumlarına neden olur. Stresli dönemlerde, cilt daha fazla sebum üretmeye başlar ve bu da gözeneklerin tıkanmasına yol açar.
Stresin cilt üzerindeki etkisi yalnızca yağlanma ve akne ile sınırlı kalmaz. Stres anlarında vücut hızla su kaybeder ve bu durum cildin kurumasına yol aç