Sınavın fazla ön planda tutulmasının ve başarı odaklı bir yaklaşımın çocukların ruhsal yükünü artırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Koray Karabekiroğlu, “Sınav için hazırlık süreci büyük oranda sona erdi. Bu aşamadan sonra çocukların kaygı düzeyini artıracak, stresi yükseltecek türden konuşmalardan kaçınmak önemli. Ailelerin, özellikle sınav hakkında fazla konuşmamalarını öneriyorum” şeklinde ifadelerde bulundu.
Prof. Dr. Karabekiroğlu, aşırı kaygının çocukların sınav döneminde dikkatlerini dağıtabileceğini belirtti. “Sınava az bir süre kaldığında insanlara verilecek iki temel önerim var. İlk olarak, sınav hakkında gereksiz tartışmalardan uzak durmak. Eğer konu açılırsa, çocuğa tavsiyede bulunmadan yalnızca hislerini sorarak konuşmak daha sağlıklı olur. İkinci önerimse günlük rutinleri bozmamaktır. Uyku ve yemek saatleri ile çalışma alanının düzenini korumak gerekir. Son haftalarda ani değişiklikler veya aşırı çalışma genellikle verimsiz sonuçlar doğurur. Bu süreçte sağlıklı uyku ve ruhsal denge her şeyden önemlidir. Bazı çocuklar için sınav kaygısı daha belirgin olabilir. Bu durumda, sınav gününe zihinsel olarak hazırlanmak, yani sonuca odaklanmak yerine o gün ne yapacaklarına yönelmek, kaygıyı yönetmede yardımcı olur. Çünkü kontrol edebildiğimiz tek zaman dilimi şuan. Kaygı tamamen olumsuz değildir, aksine motive edici de olabilir. Ancak aşırı kaygı dikkati bozabilir. Bu nedenle sınavı sürekli hatırlatmak ya da çocukları başkalarıyla kıyaslamak son derece zararlıdır. ‘Arkadaşın kaç net yapmış, böyle giderse kazanamazsın’ tarzı ifadeler çocukların motivasyonunu kırabilir. Bunun yerine, onların çabalarını vurgulamak faydalı olacaktır. Emeğe değer veren destekleyici bir atmosferin, sınav başarısını olumlu etkilediği de unutulmamalıdır,” dedi.
“TERCİH ZAMANINDA AİLELER ÇOCUKLARININ SEÇİMİNE SAYGI DUYMALI”
Tercih süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Karabekiroğlu, çocuğun kendi istekleri doğrultusunda bilinçli tercihler yapmasının önemine vurgu yaptı. “Sınava girecek çocuklar için ev ortamı oldukça kritik. Gürültülü, karışık ve dağınık bir ortam, konsantrasyonlarını olumsuz etkileyebilir. Sürekli açık olan televizyon veya tatil planlarının konuşulduğu bir evde çocukların ders çalışması zor olabilir. Bu nedenle, mümkün olduğu kadar sessiz ve sakin bir ortam sağlamak, bazı planları ise sınav sonrasına ertelemek daha faydalı olabilir. Ayrıca, çocukların ara sıra ders dışındaki etkinliklere katılması, açık havada yürüyüş yapması veya spor ve sanatla ilgilenmesi zihinsel olarak rahatlamalarına yardımcı olur. Hâlâ kaygılı olan çocuklar için profesyonel destek gerekebilir. Bu aşamada bir uzmandan yardım almak, süreci daha sağlıklı bir şekilde geçirmelerine olanak tanır. Unutulmamalıdır ki bazen aileler, çocuklardan daha fazla kaygı yaşayabilir ve bu kaygıları çocuklarına yansıyabilir. Bu sebeple ebeveynlerin de kendi ruh hallerine dikkat etmeleri büyük önem taşıyor. Sınav sonrası tercih dönemine geldiğimizde, çocukların karar alma sürecinde aktif bir rol oynaması oldukça kritiktir. Kendi isteğiyle, bilinçli bir tercihte bulunmayan çocukların ileride mutsuz olma riski artar. Çocuğun seçeneklerini değerlendirerek, avantajlarını düşünerek bir seçim yapması gerekir. Bu süreçte aileler, çocuğun yanında yönlendirici değil destekleyici bir rol üstlenmelidir. Meslek seçiminde tek bir alana bağlı kalmamak, uzun vadeli hedefler koymak ve bu hedefleri zamanla güncellemek sağlıklı bir yaklaşım olarak kabul edilir.”
