İsrail’in İran’ın nükleer tesisleri ve füze altyapısına yönelik gerçekleştirdiği kapsamlı hava saldırıları, Tahran’ın aynı gece Tel Aviv’e balistik füzelerle karşılık vermesiyle birlikte, “güvenli liman” varlıklarına olan talebi artırdı. Bu durum, petrol ihracatına dair kaygıları da beraberinde getirdi.
ABD Başkanı Donald Trump, İran’ı “planlanan saldırılara son vermek” amacıyla nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varmaya yönlendirirken, gelişmeler dünya çapında petrolün yaklaşık yüzde 20’sinin geçtiği Hürmüz Boğazı’nda sevkiyatların aksama ihtimalini artırdı.
Analistler, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı abluka altına alması durumunda ciddi sonuçlarla karşılaşabileceğini belirtiyor. Zira İran ekonomisi, deniz yoluyla gerçekleştirilen petrol ihracatına büyük ölçüde bağımlı durumda. Bu tür bir adımın, İran’ın ana petrol müşterisi olan Çin ile ilişkilerine de olumsuz etki yapabileceği ifade ediliyor.
Petrol fiyatlarındaki artışın ürün maliyetlerini yükselteceğine dair endişeler artarken, bu gelişmeler büyük merkez bankalarının olası para politikası değişikliklerinin yatırımcılar tarafından yakından takip edilmesine neden oldu.
ABD’deki jeopolitik gelişmelerin yanı sıra, geçtiğimiz hafta Trump, Truth Social hesabından yaptığı bir paylaşımda, Çin ile nadir toprak elementlerini içeren bir ticaret anlaşmasına varıldığını duyurdu. Anlaşmanın iki ülke liderinin onayına sunulacağı belirtilirken, ABD’nin Çin ürünlerine yüzde 55, Çin’in ise ABD ürünlerine yüzde 10 tarife uygulayacağı bilgisi verildi. Trump, “Başkan Şi ile yakın çalışarak her iki ülke için de kazan-kazan sağlayacağız.” şeklinde ifadelerde bulundu.
Bunun yanı sıra, gelecek hafta açıklanacak olan ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz kararı da yatırımcıların dikkatini çekiyor.
ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) mayıs ayında aylık bazda yüzde 0,1, yıllık bazda ise yüzde 2,4 artarak beklentilerin gerisinde kaldı. Para piyasalarında, Fed’in gelecek haftaki toplantıda faizi yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tutacağına kesin gözüyle bakılırken, eylülde faiz indirimine gitme olasılığı yüzde 86 olarak fiyatlandırılıyor. Yıl sonuna kadar toplam iki indirim beklentisi öne çıkıyor.
Bu gelişmeler ışığında, ABD 10 yıllık tahvil faizi haftayı 9 baz puan düşüşle yüzde 4,42 seviyesinde tamamladı. Dolar endeksi ise yüzde 1 değer kaybederek 98,2 seviyesine geriledi.
Platin dört yılın zirvesine ulaştı
Değerli metaller, geçtiğimiz haftada ABD’deki enflasyon verisinin beklenenden düşük gelmesi ve Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimlerin artması neticesinde güvenli liman talebinin artışıyla birlikte değer kazandı. Paladyum hariç, değerli metallerin tümü fiyat artışı yaşadı.
Altının ons fiyatı, güvenli liman talebinin etkisiyle yükselerek 3.433 dolara çıkarken, platinin ons fiyatı uluslararası piyasalarda 1.308 dolarla dört yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Platinin ons fiyatı, Şubat 2021’den bu yana en yüksek seviyesini gördü ve yılbaşından bu yana yüzde 40’ın üzerinde artarak en fazla değer kazanan değerli metal durumuna geldi. Altın yüzde 30, gümüş yüzde 25, paladyum ise yüzde 16’dan fazla yükseliş kaydetti. Platindeki arz sıkıntısı ve artan talep, fiyatları desteklerken; Trump’ın tarife planlarına dair belirsizlik ve jeopolitik gerginlikler, değerli metallere olan ilg