Demokrat Parti, geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrası yoğun bakımda tedavi gören Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek arasında gerçekleşen görüşmeye dair yazılı bir beyanda bulundu.
“PERİNÇEK’İN TALEBİ, PARTİ VE İMRALI HEYETİYLE KOORDİNE EDİLDİ”
Açıklamada, Perinçek’in talebinin, partinin ve İmralı heyetinin bilgisi dahilinde gerçekleştirildiği ifade edilerek, görüşmenin kamuoyuna bireysel bir girişim olarak sunulmasının yanıltıcı olduğu belirtildi.
Demokrat Parti‘nin resmi sosyal medya paylaşımında yer alan ifadeler şu şekilde:
“İMRALI SÜRECİ ÇERÇEVESİNDE GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR”
“DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi ve Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ile Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek arasındaki görüşme, partimizin ve İmralı Heyeti’nin bilgisi dahilinde olmuştur. Bu görüşme, İmralı’da çözüm amacıyla yürütülen süreç kapsamında çeşitli siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve bireylerle yapılan ziyaretlerle birlikte gerçekleştirilmiştir. Parti organlarımızın bilgisi çerçevesinde yapılan bu tür temaslar, içinde bulunduğumuz dönemin politik dinamikleri dikkate alınarak düzenlenmektedir.
“GÖRÜŞMENİN KİŞİSEL BİR GİRİŞİM OLDUĞU İFADELERİ YANLIŞTIR”
Perinçek’in talebi doğrultusunda yapılan görüşmede, sürece ilişkin değerlendirmelerin içeriği partimizin ilgili kurullarına iletilmiştir. Görüşmenin bazı merkezlerce kamuoyuna yansıtıldığı biçimiyle bireysel ya da bağımsız bir girişim olarak sunulması kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır.”
NE OLMUŞTU?
Sırrı Süreyya Önder’in hastaneye kaldırıldığı gün kendisini ziyaret ettiğini öne süren Doğu Perinçek, “Sayın Sırrı Süreyya Önder, kalp rahatsızlığı yaşadığı gün bizi ziyarete geldi. Daha önce randevu almışlardı, kabul ettik. Görüşmemizde şunu söyledi: ‘Abdullah Öcalan, bana ve Pervin Buldan’a “Amerika ve İsrail sizi öldürebilir” dedi.’ Bu sözlerin Kandil tarafından da doğrulandığını kamuoyuyla paylaşmakta bir sakınca görmüyorum. Amerika ve İsrail bu süreçle karşı. Öcalan, bu süreçte aktif rol alan Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın hedef alınabileceğini bizzat kendilerine bildirmiş. Kandil de bu ifadeleri tasdik etmektedir.” şeklinde konuşmuştu.
