1. Haberler
  2. Dünya
  3. Nükleer Silahlanma: Yeni Bir Dönemin Eşiğinde Mi?

Nükleer Silahlanma: Yeni Bir Dönemin Eşiğinde Mi?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1968’de imzalanarak 1970’te yürürlüğe giren Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT), nükleer silaha sahip olmayan ülkelerin bu silahları edinmesini engellemeyi ve mevcut nükleer güçlerin zamanla bu silahlardan vazgeçmesini sağlamayı amaçlamıştır.

Ancak Carnegie Endowment for International Peace’in yaptığı analizlere göre, antlaşmanın yürürlüğe girmesinden bu yana geçen elli yıl içinde nükleer silahların yayılmasını önlemek mümkün olmamış ve nükleer güçler arasındaki silahlanma faaliyetleri sürmüştür.

SIPRI’nin 2024 raporuna dayanarak, dünya genelinde nükleer başlıkların %90’ından fazlasının hala ABD ve Rusya’nın envanterinde yer aldığı belirtiliyor.

ABD ve Rusya: Yeni nesil silahlanma yarışı

Soğuk Savaş döneminden bu yana, ABD ve Rusya nükleer silah kapasitelerini azaltma adına çok sayıda anlaşma (START, New START gibi) imzalasa da, son zamanlarda her iki ülke de yeni nesil hipersonik silahlar ve düşük verimli taktik nükleer başlıklar geliştirme çalışmalarını devam ettiriyor.

CSIS uzmanları, bu durumun “klasik stratejik caydırıcılık” kavramının sınırlarını zorlamaktadir ve “kullanılabilir nükleer silah” konseptini tekrar gündeme getirdiğini ifade ediyor.

ABD’nin envanterinde hala yaklaşık 1700 aktif konuşlandırılmış başlık bulunurken, Rusya’nın aktif başlık sayısının 1600 civarında olduğu tahmin ediliyor.

Çin: Sessiz ve istikrarlı yükseliş

Çin, nükleer stratejisini “minimum caydırıcılık” doktrini üzerine kurmuştu. Ancak IISS raporlarına göre son beş yıl içinde nükleer kapasitesini hızla artırmaya başladığı bildirilmektedir.

Çin’in hedefi, 2030 yılına kadar yaklaşık 1000 başlık seviyesine ulaşmak. Bu gelişme, özellikle Hint-Pasifik bölgesindeki stratejik dengeleri derinden etkileyebilir.

Hindistan ve Pakistan: Tehlikeli bölgesel rekabet

Güney Asya’da nükleer dengeyi belirleyen iki ülke olan Hindistan ve Pakistan, Carnegie India raporlarına göre her iki ülke de stratejik caydırıcılığı “sınırlı ama yeterli” düzeyde tutmaya çalışmaktadır. Ancak son dönemlerde yaşanan sınır çatışmaları ve diplomatik gerilimler, nükleer risklerin artabileceğine dair endişeleri tetikliyor.

Hindistan’ın yaklaşık 170, Pakistan’ın ise 165 nükleer başlığa sahip olduğu tahmin ediliyor.

Kuzey Kore: Küçük ama tehlikeli cephanelik

Kuzey Kore, 2003 yılında NPT’den çekilerek “fiili nükleer güç” statüsünü elde etmiştir. SIPRI ve RAND Corporation raporları, Pyongyang yönetiminin elinde tahminen 30-50 nükleer başlık bulunduğunu ortaya koymaktadır.

Bunun yanı sıra asıl tehlike, Kuzey Kore’nin başlıklarını küçültme çabaları ve kısa menzilli füzelerle taktiksel kullanım yeteneklerini geliştirmesinde yatıyor.

İsrail: Stratejik belirsizlik

İsrail, nükleer silah kapasitesini ne inkâr ne de kabul eden bir “stratejik belirsizlik” politikası yürütmektedir.

ICAN ve SIPRI kaynaklarından edinilen bilgilere göre, İsrail’in sahip olduğu nükleer silah sayısının 80 ila 100 aralığında olduğu tahmin edilmektedir. Bu kapasitenin, hem İran’a karşı hem de bölgedeki diğer teh

Nükleer Silahlanma: Yeni Bir Dönemin Eşiğinde Mi?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir