Lagarde, Frankfurt’ta Goethe Üniversitesi’nin Parasal ve Finansal İstikrar Enstitüsü tarafından düzenlenen “ECB ve Gözlemcileri” konferansında önemli açıklamalarda bulundu.
Uluslararası düzene dair mevcut kuralların köklü bir değişim yaşadığını belirten Lagarde, son aylarda dünya genelinde beklenmedik siyasi kararların alındığını ifade etti.
ABD’deki siyasi dönüşümlerin ve ekonomik belirsizliğin Avrupa Merkez Bankası (ECB) için zorluklar yarattığını söyleyen Lagarde, ticaret, savunma ve iklim konularındaki dalgalanmaların Avro Bölgesi’nde enflasyonun artış gösterme olasılığını artırdığını vurguladı.
Olağanüstü yüksek bir belirsizlikle karşılaşıldığını aktaran Lagarde, fiyat istikrarını korumanın yeni dönemde daha zor bir görev haline geleceğini belirtti. “Enflasyon hedefine sıkı bağlılık, parasal tepkilerin türlerini ayırt etme yeteneği ve uygun bir şekilde yanıt verme çevikliği gerekecektir.” dedi.
2021 yılından bu yana ticaret politikası belirsizliğine dair endeksin ortalama değerinin altı katının üzerinde seyrettiğini aktaran Lagarde, jeopolitik risk göstergelerinin savaşlar ve büyük terör olayları dışında çok yüksek seviyelerde olduğunu da ifade etti.
Olağanüstü belirsizlik ortamında ECB’nin %2’lik enflasyon hedefine bağlı kalmasının önemine değinen Lagarde, “Son birkaç yılda ve özellikle son haftalarda beklentilerimizin ciddi şekilde değiştiğini görüyoruz.” şeklinde konuştu.
Hangi tür şokların para politikası tepkisi gerektirdiğinin bilinmesinin kritik olduğuna dikkat çeken Lagarde, uygun yanıtın belirlenmesinde esnekliğin zaruri olduğunu belirtti.
Lagarde, “Büyük şoklar enflasyona daha hızlı yansıyacak ve ardından ücretlerin kademeli olarak fiyatları yakalamak zorunda kalacağı bir süreç yaşanacaktır.” dedi.
ECB’nin öngörülemeyen olaylara karşı tepkisinin duruma bağlı olarak şekilleneceğini belirten Lagarde, “Tepki fonksiyonumuz her zaman belirli koşullara göre değişkenlik göstermiştir. Politika, şokların kaynağı, büyüklüğü ve kalıcılığına göre farklılaşmalıdır.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Belirsizlik ortamında, orta vadede fiyat istikrarına yönelik güçlü bir taahhüdün öneminin arttığını vurgulayan Lagarde, “Karar alma süreçlerimizde hangi verileri göz önünde bulunduracağımızı netleştirebiliriz. Bu durum, kamuoyunun sinyalleri gürültüden ayırt etmesine yardımcı olacaktır.” ifadelerini kullandı.
