TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Biyosistem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Konukcu, ulusal iklim krizinin boyutlarının giderek büyüdüğünü vurgulayarak, “Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, iklim krizini ‘Küresel ısınma dönemi sona erdi, küresel kaynama dönemi geldi’ şeklinde tanımlıyor. Dünyanın en büyük sorunu açlık. Peki bunu nereden anlıyoruz? Çünkü her yıl 9 milyon insan açlık nedeniyle hayatını kaybediyor ve bunların çoğu çocuklar” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Konukcu, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklenen ‘TR21 Trakya bölgesinde iklim değişimine uyum için nötr arazi bozulumu (İklim Trak)’ projesi çerçevesinde Edirne’nin Keşan ilçesinde çiftçiler için düzenlenen eğitim toplantısında bu konulara değindi. Burada, Birleşmiş Milletler’in 2015’ten 2030’a kadar gerçekleştirmeyi amaçladığı 17 sürdürülebilir kalkınma hedefinin en öncelikli iki madde olarak açlık ve yoksulluğun önlenmesini içerdiğini hatırlatarak, mevcut şartların bu hedeflere ulaşmayı zorlaştırdığına dikkat çekti. Açlık krizinin başlıca sebeplerinden biri olarak çatışmaları, bir diğeri olarak da iklim krizini gösterdi.
‘TRAKYA’DA 1,5 DERECE SICAKLIK ARTIŞI MEYDANA GELDİ’
Prof. Dr. Konukcu, Trakya’daki iklim değişikliğine dair veriler sunarak, “2000’li yıllardan itibaren yaptığımız çalışmalarda, 2020-2025 döneminde 1970’li yıllara göre 0,9 santigrat derece sıcaklık artışı beklediğimizi öngörmüştük. Ancak günümüzde Trakya’da ortalama sıcaklığın 1,5 derece arttığını görmekteyiz. Bu değişim her 5-6 yılda bir faz değiştirmekte. İklim değişikliği tahminleri de sürekli olarak güncellenmekte. Bu noktada her bir faz değişikliği, önceki iyimser senaryoların geçerliliğini yitirmesine neden oluyor. Bu durum, hem bölgemizi hem de dünyayı ciddi şekilde etkileyecek bir sorunu gündeme getiriyor. Bir ortalama sıcaklığın üzerinde biyoçeşitliliğin şekillendiği noktalar var ve ortalama sıcaklığın birkaç derece artışı dahi yaşamı tehdit edebilecek sonuçlar doğuruyor” ifadelerini kullandı.
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TÜM SEKTÖRLERİ ETKİLİYOR’
Akdeniz iklim kuşağında yer alan Türkiye’nin iklim krizinden en fazla etkilenen ülkeler arasında olduğunu belirten Prof. Dr. Konukcu, “İklim değişikliği, özellikle tarım sektörünü doğrudan etkilemekte. Bu da gıda güvencesizliğini artırıyor ve açlık ile yoksulluk sorunlarını daha da derinleştiriyor. Yağış rejimlerinde beklenen değişiklikler ise, ilkbahar ve yaz yağışlarının azalmasıyla kar yağışlarının neredeyse sıfıra inmesi gibi durumları içeriyor. Düzensiz yağışlar ve uzun süreli kuraklıklar, ani aşırı yağışlarla birlikte taşkınlara yol açabiliyor. Örneğin geçmişte Trakya’da büyük bir kuraklık yaşanırken, Bartın’da sel felaketleri meydana geldi” şeklinde bilgiler paylaştı.
Prof. Dr. Konukcu, bu dönemde aşılması gereken üç önemli sorunu da şu şekilde sıraladı: “Birincisi, sürdürülebilir bir şekilde gelir ve üreti artışını sağlamak. İkincisi, değişen iklime uyum sağlamak. Üçüncüsü, iklim değişimini engellemek. Her yeni faaliyet, artık karbon salınımı açısından tartışılır hale gelmekte. 2053 yılına kadar Türkiye’nin saldığı ve serbest bıraktığı karbon miktarının eşit olması hedefleniyor. Bu hedefe ulaş
