1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Hedonik Açlık: Keyif İçin Yediklerimizin Tuzağı

Hedonik Açlık: Keyif İçin Yediklerimizin Tuzağı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yemek yemenin mantığı oldukça basittir. Vücudumuz hayatta kalabilmek için enerjiye ihtiyaç duyar ve bu enerjiyi gıdalardan alırız. Enerji seviyemiz düştüğünde acıkırız ve bu açlık hissi ile yemek yerek yeniden bu enerjiyi sağlarız. Görüntüde bu son derece basit bir süreç gibi görünse de, yemek yeme alışkanlıklarımız her zaman bu kadar sistematik olmuyor.

Bazı bireyler günde sadece bir öğün ile kendilerini tok hissedebilirken, bazılarının yemekle olan ilişkisi çok daha karmaşık bir boyuta ulaşmaktadır. İştahı açık olan bazı bireylerin, doyamama ve yemeğe direncin düşmesi gibi sorunlar yaşadığını sıkça duyuyoruz. Belirli kişiler sürekli olarak çok miktarda yemek yiyebilse de, bu durum onların gerçek anlamda açlık hissetmelerinden ya da yemek yemeyi sevmelerinden kaynaklanıyor olmayabilir. Bu, “hedonik açlık” olarak adlandırılan bir olgu ile ilişkilidir; yani karnımız tok iken bile içsel bir açlık hissi yaşayabiliriz.

Eğer hedonik açlık terimi sizin için yeni bir kavram ise, belki de bu yazıdan sonra bu duruma farklı bir perspektiften yaklaşmayı deneyebilirsiniz. Hedonik açlık, fizyolojik olarak aç olmadan sürekli açlık hissi yaşamak anlamına gelir. Yani aslında vücudumuz gerekli besin öğelerine sahipse, ama içimizde “bir parça daha al”, “şu tatlıyı ye” diyerek bizi yönlendiren bir ses bulunuyor!

Yemek yedikten çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, etrafınızdaki bir fast-food restoranının kokusu sizi etkisi altına aldığında, o an o lezzeti tatmadan hayatınıza devam edemeyeceğinizi düşünebilirsiniz. İşte hedonik açlık burada devreye giriyor. Gerçekten acıkmış olsanız bu açlığı yenmek daha kolayken, hedonik açlık durumu ile bu açlığa karşı koymak zorlaşmaktadır. O özel yiyeceği tüketmek konusunda bir zorunluluk hissediyorsunuz!

Hissettiğiniz açlığın fizyolojik mi yoksa hedonik mi olduğunu anlamanın bir diğer yolu, yedikten sonra kendinizi pişman hissetip hissetmediğinize bakmaktır. Eğer yemeğin ardından pişmanlık duyuyorsanız, bu muhtemelen hedonik açlığın üstesinden gelememiş olduğunuz anlamına gelir. Yine de formlardaki yemek seçenekleriyle, pirinç veya sebze yemekleri yerine daha tatlı ve yağlı seçenekler aklınızın köşesindedir.

Diğer yandan, eğer en son yemek yediğinizin üzerinden 6 saat geçmişse ve o an ciddi anlamda bir hamburger isteği duyuyorsanız, bu durumun hedonik açlık olduğunu söylemek mümkün değildir. Altı saat, bir bireyin fiziksel olarak açlık hissetmesi için yeterli bir zaman dilimidir. Burada dikkat edilmesi gereken, ne zaman yemek istediğinizdir. Örneğin, bir saat önce doyurucu bir öğün yediyseniz, yeni bir öğün için acele etmenin fizyolojik açlıkla pek bir ilişkisinin bulunmadığını anlayabilirsiniz.

Eğer yemek yemek sizin için sadece bir ihtiyaç değil, yaşamın anlamıysa, hedonik açlıkla başa çıkmak daha zor hale gelebilir. Yine de gereksiz gıda tüketimini sınırlamayı öğrenmenizde size yardımcı olacak bazı yöntemler mevcut. Yemek yeme isteğinizi tetikleyen stres ve kaygı kaynaklarını bulmak bu konuda atılacak en anlamlı adımlardan biridir. Ayrıca insülin dengesini korumaya çalışmak da iyi bir başlangıç noktası olabilir.

Düzenli olarak yeterince uyumak, hedonik açlıkla başa çıkmanın etkili bir yolu kabul edilir. Yetersiz uyku, açlık hissini artırır ve daha fazla yeme isteği doğurur. Ayrıca düzenli egzersiz yapmak, insülin seviyelerinin ani yükselip düşmesini ön

Hedonik Açlık: Keyif İçin Yediklerimizin Tuzağı
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir