Pakistan’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Asım İftikhar Ahmed, Pakistan ile Hindistan arasındaki gerginliğin arttığına dikkat çekerek, “2 milyar nüfuslu Güney Asya’da yaşanan bir çatışma kimseye yarar sağlamaz. Durumun kontrolden çıkmaması için diyalog ve diplomasinin ön planda olması elzemdir.” ifadelerini kullandı.
Ahmed, BM’de gerçekleştirdiği basın açıklamasında, 23 Nisan’da Hindistan hükümeti tarafından açıklanan gerekçesiz eylemler ile tek taraflı tedbirler ve bunu takip eden savaş yanlısı kamu açıklamalarının gerilimi artırdığını, bu durumun bölgesel barış ve güvenliği tehdit ettiğini belirtti. Hindistan’ın sergilediği sorumsuz ve istikrarsızlaştırıcı tavırların yaratmış olduğu tahrik edici ortamın, durumu daha karmaşık hale getirdiğini vurguladı.
Aynı zamanda, Hindistan’ın Pakistan’a karşı kısa vadede bir saldırı gerçekleştirme ihtimaline dair makul derecede istihbarata sahip olduklarını dile getiren Ahmed, İslamabad’ın BM Genel Sekreteri, Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi ile uluslararası partnerleriyle görüşerek durumu paylaştığını aktardı.
“Pakistan gerilimi artırmak istemiyor ancak meşru müdafaa hakkını kullanacaktır”
Hindistan’ın uluslararası hukuku ve bölgesel istikrarı görmezden gelen yaklaşımının tahrik edici ve tehlikeli olduğunu ifade eden Ahmed, “Pakistan, gerilimi artırma niyeti taşımıyor.” dedi. Bunun Pakistan’ın siyasi liderleri tarafından açıkça ifade edildiğini belirten Ahmed, ülkenin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumaya hazır olduklarını, Hindistan’ın herhangi bir saldırganlık girişiminde BM Şartı’nda belirlenen meşru müdafaa hakkını kullanacaklarını bildirdi.
Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde yaşanan bir saldırının ardından 10 gün geçmesine rağmen, Hindistan’ın faillerle ilgili güvenilir bilgi paylaşımında bulunmadığını bildiren Ahmed, Pakistan’ın bu terör saldırısıyla ilişkilendirilme çabalarını kesin bir dille reddetti. Masum sivillerin hedef alınmasının hiçbir gerekçeyle savunulamayacağını da ekledi.
“Hindistan terörü araçsallaştırmaya devam ediyor”
Hindistan’ın terörü siyasi amaçları doğrultusunda araçsallaştırmasının üzücü olduğunu belirten Ahmed, bu durumun Hindistan’ın Cammu Keşmir halkının kendi kaderini tayin hakkını bastırma yetersizliğini örtme çabası olduğuna dikkat çekti.
Ayrıca Hindistan’ın terörizm söylemini bir “korkuluk” olarak kullanarak kendini mağdur gösterdiğini ifade eden Ahmed, esas mağdurun Pakistan olduğunu ve Hindistan’ın bu söylemi kendine siyasi avantaj sağlamak amacıyla suistimal ettiğini vurguladı.
“Derhal tansiyon düşürülmelidir”
Güney Asya’daki çatışma ve istikrarsızlığın temelinde yatan sorun olarak çözülemeyen Cammu Keşmir meselesine işaret eden Ahmed, “Kalıcı barış, bu meselenin BM Güvenlik Konseyi kararları ve Keşmir halkının iradesine uygun olarak adil biçimde çözülmesinden geçmektedir.” diye konuştu.
Pakistan’ın Hindistan dahil tüm komşularıyla iyi ve işbirliğine dayalı ilişkiler kurmak istediğini kaydeden Ahmed, bu ilişkilerin karşılıklı saygı ve barışçıl diyalog ile gelişmesi gerektiğini savundu. Ancak bu isteğin karşılıklı bir anlayışla sürdürülmesi gerektiğini de belirtti.
Hindistan’ın tutumunun bölgede uluslararası barış ve güvenlik açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu yineleyen Ahmed, tansiyonun derhal düşürülmesi çağrısında bulundu. Gerilimi artıran söylemlerin yap
