Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy, Bloomberg HT Genel Müdürü Alican Türoğlu ve Habertürk TV programcısı Sena Alkan ile gerçekleştirdiği görüşmede çeşitli konulara değindi.
Yılmaz’ın açıklamalarında dikkat çeken noktalar şunlar:
Bu tutuklama süreci iki temel boyuttan oluşuyor; biri yolsuzluk diğeri terör boyutu. Dosyada yer alan iki önemli başlık, hukuki bir sürecin parçasıdır. Dosyanın içeriği hakkında bilgi sahibi olmadan lehte ya da aleyhte yorum yapılmasını doğru bulmuyorum. İşin gerçekliğini ortaya koyacak olan bağımsız yargıdır. Yargı sürecini hep birlikte izlememiz önemlidir. Bunu tamamen siyasi bir çerçeveye oturtmak, yanlıştır. Ayrıca, ana muhalefetin içinde yaşadığı sorunları, bu yargı sürecini kullanarak topluma yansıtma çabasını da geçerli görmüyorum. Tutuklama kararı, yolsuzluk nedenle verilmiştir ve terör boyutuyla ilgili sonuçlar farklı olabilirdi.
“SİYASİ OLARAK NİTELENDİRMEK SON DERECE YANLIŞ”
Geçici tedbir olarak belediye meclisi kendi içinden başkan seçiyor. Bu, hukuken tanımlı bir süreçtir. Ancak bunu siyasi bir mesele haline getirmek, son derece yanlıştır. Belediye meclisinin çoğunluğunu CHP üyeleri oluşturuyor ve süreç başından itibaren aşırı derecede siyasallaşmaya maruz kaldı. Şu anda seçim yok, ama bir adaylık süreci oluşturulmuş durumda. Olmayan bir seçim için ön seçim yapıldı, bu da bir algı yaratma çabasıdır. Seçimler 2028 yılında olacakken, bu acele niye? Bu, aynı zamanda siyasi bir atmosfer oluşturma çabasından başka bir şey değildir.
“EKONOMİYİ BELLİ ORANDA ETKİLEDİ”
Adaylığın söz konusu olması için öncelikle bir seçimin olması gerekir. Seçime 2,5 – 3 yıl olmasına rağmen, ön seçim yapma durumu tuhaf bir durumdur. Adaylık süreci oluşturup, seçim süreciymiş gibi bir algı yaratmayı denediler. Herkes demokratik kurallara göre protesto yapma hakkına sahiptir. Ama yargı süreci tamamlanmadan kimseyi yargılayamayız; masum demek de mümkün değildir. Bu süreçte, sokaklar maalesef terörize edildi ve marjinal gruplar sahneye çıktı. Demokratik protestoların ötesinde bir manzara ile karşı karşıya kaldık. Bu durum, toplumda kaos görüntüsü oluşturma çabalarını beraberinde getirdi. Ekonomik olarak da maalesef bu karmaşa belli bir etki yarattı.
“HERKESİN EKONOMİYİ DÜŞÜNMESİ GEREKİYOR”
Dış dünyaya verilen mesaj Gezi benzeri bir ortamda hareketlilik oluşturmaya dönük oldu. Ancak bunun ekonomiye olumsuz etkisinin olmadığını kısa sürede görebileceğiz. Ülkemizde barış ve huzur bulunmaktadır; bunu bozmaya kimsenin hakkı yok. İktidarı ve muhalefetiyle bu ülkenin ekonomisi için sorumluluk taşımak gerekiyor. Ekonomi ve güvenlik arasında bir bağ var; güvenlik ortamı iyileştikçe, ekonomideki geçici etkiler de kendiliğinden düzeliyor.
“HİÇ KİMSENİN SUÇ İŞLEME AYRICALIĞI YOK”
Kim suç işlemişse, yargı buna iktidar ya da muhalefet ayrımı olmaksızın bakmak zorundadır. Yargının hiyerarşisi içinde, kiminle ilgili
