Bugün, “Gazi Meclis” unvanını sonuna kadar hak eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 105. kuruluş yılı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın coşkusu tüm yurtta hissediliyor.
Bu özel gün vesilesiyle Türkiye’deki çocuk işçiliği meselesine dikkat çekmek gerekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2015 yılında 15-17 yaş grubundaki çocuk nüfusu 3,96 milyon iken, bunlardan 716 bini istihdamda yer aldı. Ancak çocuk işçi sayısı, 2016 yılından itibaren düşüş göstermeye başladı ve 2020 yılında 501 bine gerileyerek bir dönem düşüş kaydetti. Fakat 2021 yılından itibaren, çocuk işçi sayısında yeniden bir artış gözlemlendi. 2021 yılında 520 bin olan bu sayı, 2022’de 619 bin, 2023’te 853 bin ve 2024 yılında ise 869 bin olarak belirlendi. Ekonomik belirsizliklerin çocukları nasıl etkilediği bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
SORULARINIZ İÇİN: akivanc@haberturk.com
2024 yılı itibarıyla çocuk işçilerin 710 bini erkek, 259 bini kız olarak kayıt altına alındı. İşgücüne katılma oranları ise erkek çocuklar için yüzde 35,6, kız çocuklar için ise yüzde 13,7 seviyesinde gerçekleşti. Bu yıl 15-17 yaş grubundaki çocukların toplam sayısı 3,89 milyona ulaşıyor. Çalışmak isteyen çocukların sayısı ise 970 bin (yüzde 24,9) olarak tespit edilirken, bunların 869 bini iş bulabilmiş, 101 bini ise işsiz kalmıştır.
TÜİK, her yıl 15-17 yaş grubu çocuk işçilerin sayısını güncelleyerek kamuoyuna duyuruyor. Ancak açıklanan rakamlar, gerçek durumu tam anlamıyla yansıtmamaktadır. TÜİK’in 2019 verilerine göre 5-17 yaş grubundaki çocuk işçi sayısı 720 bin olarak kaydedildi. Bu çocukların yüzde 80’i 15-17 yaş aralığında iken, yüzde 16’sı 12-14 yaş grubunda, yüzde 4’ü ise 5-11 yaş aralığında yer alıyor. Bu çerçevede 2019’da 5-14 yaş grubunda 144 bin çocuk işçisinin bulunduğunu görmekteyiz. Umarız bu rakamlar zamanla düşer.
.png
UNICEF VE ILO’DAN ORTAK ÇAĞRI
Geçtiğimiz yıl, ILO ve UNICEF Türkiye temsilcilerinin Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla yaptıkları ortak açıklamada Türkiye’ye önemli çağrılar yapıldı. Açıklamada, Türkiye’nin çocuk işçiliği ile mücadelede kaydettiği ilerlemelerin vurgulandığı ancak mevcut durumun da göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edildi. Türkiye, geçmişteki başarılarıyla “rehber ülke” olarak tanınmasına rağmen, henüz daha alınması gereken yolun olduğu ifade edildi.
UNICEF ve ILO, çocukları ekonomik sömürüden ve işçiliğinden korumak üzere sürdürülebilir eylem planlarının hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Çocuk işçiliğinde potansiyel artışın önlenebilir olduğunu ve bu noktada ulusal stratejilerin kilit öneme sahip olduğu vurgulandı. Türkiye’de 700.000’den fazla çocuk işçisinin varlığına dikkati çekerek, hükümetin, sosyal tarafların, sivil toplum kuruluşlarının, uluslararası kuruluşların ve özel sektörün bu konuda harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.