Eskiden devletin kurumu olduğu için insanlar güven duyarak giderdi bilet almaya, şimdi o da kalmadı.
Her yılbaşı öncesi iki kilometre kuyruk olurdu nimet abla piyango gişesi önünde, bir kaç saat bekler çıkmasa bile o kısacık zaman içinde umutlanır ve hayaller kurmak bile yeterdi. Yani derler ya, “Umut fakirin ekmeği”diye, o da tamamen yok oldu..
Şimdi o hayaller umutlar bile bitti. Ne oldu o kuyruklar kent lokantalarında uzandı. Bir çorba bile içmeye gücü yetmeyen vatandaş, kent lokantaları sayesinde sıcak ve ucuz yemek yiyip dua ediyorlar.
Normalde bunların hiç olmaması lazım. Vatandaşın ekonomik durumu alım gücü iyi olsa da keşke böyle yerleri açmak zorunda kalmasalar.
Bu arada eskiden çadırlarda bedava verilen hizmeti para ile satıyorlar diye de anlamsız ve rencide edici açıklamalar da oluyor. Ya, o belediye bu belediye diye bir şey mi var. Hepsi bu ülkenin kurumları değil mi?
O çadırlar da bedava verilen yiyecek içecekler malzemeler nereden alınıyor? Hangi şirketler o malzemeleri belediyelere satıyor du? Bunda bile adaletli değilsiniz.
Bu belediyeler partilerin malı mülkü değil, sadece belediyeler değil hiç bir kurum değil..Partiler gelip geçici ama kurumlar hep olacak. Onları da biri yönetsin diye seçimler yapılmıyor mu?
Şöyle tarihe bakın, hangi isimler bu ülke de yönetici oldu. Şimdi bir çoğu hayatta değil. Yani, kimin yönettiği değil nasıl yönettiği önemli..
Önemli olan vatandaşın rahat etmesi değil mi?
