''ALLAHIN LÜTFU'' MÜFTÜ'NÜN BAŞINI YEDİ.

Salih ALUŞ alussalihh@gmail.com



Habercilik denince akla 'SARI TİLKİ' gelir ya..!

Yıl 1992 Sabah Gazetesi Bakırköy Büroya sürgün olarak gönderdi
beni sayın şefimiz Fehim Yener.



Kendimi, şefimiz Fehim Yener’e affettireceğim, ya, durmak yok,harıl harıl özel haber kovalıyorum .Bakırköy Büro da. Sabah Gazetesin de,cezalı olarak gececiliğe devammm. 
Gene bir gün gece saatlerinde ofisin telefonu çaldı,.
Bir okuyucu ‘’Size bir ihbarda bulunacağım,dinlermisiniz’’ diye sordu. 

Haber bu, ben dinlemezmiyim hiç, nasıl haber olursa olsun,
yeter ki benim için haber olsun.

KALPLİ ELMA İHBARI

'Buyurun hanımefendi' dedim .
Karşımdaki okuyucu ‘’Ben bugün marketten bir kilo elma aldım.
Elmanın her yeri kızarık, fakat bir yanında kalp resmi var o kısım
hiç kızarmamış,garip geldi bana.

Bunda bir hikmet var,gelip haber yaparmısınız’’ demez mi! 

Ben de heyecanlanmıştım doğrusu.
Gene bir özel haber yakalamıştım. Okuyucudan adresini aldım.
Daha sonra çıktım yola, ver elini Sefaköy’deki adrese.
 
Adrese ulaştığımda. Bastım zile, zııır diye zil çaldı.
Ben de heyecanlıydım, beni nasıl bir sürpriz bekliyordu merakla ediyordum.

Genç bir kadın okuyucumuz kapıyı açtı.
Bizi içeri davet etti ve bize çay ikram ederek ağırladı.

Gelelim konumuza.

Ben bir an önce şu ilginç elmayı görmek istiyorum.
Nasıl olur böyle birşey diye merak içindeyim. 

Biraz sohbet ettikten sonra, okuyucumuz elinde elmayla geldi yanımıza.
Elmayı bana uzattı ve 'İşte ilginç elma bu,buyurun siz de inceleyin,eğer inanmıyorsanız'dedi.


Elmayı aldım elime sağına baktım, soluna baktım, nar gibi kızarmış kıpkırmızı elma.
İştahımı kabarttı,içimden  de ısırmak gelmedi değil doğrusu. 

Elmanın diğer yüzüne baktığımda, hakikaten elmanın bir yüzünde kızarmamış kısmında aynı yeşil olarak kalmış kalp resmi var. 



Bu görüntüyü görünce ben de şaşkınlığını gizleyemedim doğrusu, bir anda elmayı ısırmak fikrini unuttum.

Haber kutsaldır,'Haberine odaklan Sarı Tilki' dedim kendime.

Hemen elmayı okucunun eline tutuşturdum kalpli kısmı ön planda  ve ayrıca elmanın tek resmini üç beş poz çektikten sonra,bilgileri alıp, okuyucumuza teşekkür ettikten sonra,evden ayrıldım  hızla.

Sarı Tilki, bir özel haber daha yakalamıştı.

Şefimiz Fehim Yener' i mutlu edecek bir özel haber daha geliyordu,Tilki'den.(Bu arada şefimiz Fehim Yener'in de kulakları çınlasın.

MÜFTÜ'DEN AÇIKLAMA

Benim içime kurt düştü, nasıl olur böyle birşey, bir anlam veremedim. Birilerine bu konuyu danışmam lazım dedim kendi kendime. 

Sarı Tilkiyim ya ben, birden aklıma bunu bir hocaya danışma fikri geldi. Haberimi dört dörtlük öyle yaparım dedim kendi kendime. Ertesi günü doğruca Bakırköy Müftüsü ne gittim.’’ Hocam şu elmayı görüyormusunuz, böyle birşey nasıl olur’’ diye sordum.

Hoca efendi elmayı aldı eline bir sağa çevirdi, bir sola çevirdi iyice inceledikten sonra, geçmiş rivayetlerden bir sürü mucizeler anlattı bana. ‘’Bu Allahın bir lütfu, başka birşey olamaz,geçmişte böyle mucizeler çok görülmüştür’’  dedi.


Ben, kalpli elmayı hocanın eline vererek resimini de çektim güzelce ,haber şimdi dört dörtlük olmuştu. Büroma geri döndüm, oturdum bilgisayarın başına, başladım haberi döktürmeye,süslediğimhaberi merkeze geçtim, ertesi günü haber Sabah Gazetesi'nde birinci sayfada . 

Hocanın elinde kalpli elma ile resmi ve ‘’ALLAHIN LÜTFU’’ başlığıyla. Oooo haber güzel çıkmıştı, gene bir özel haber patlatmıştım yine.
Bu haberden dolayı şefimiz Fehim Yener' den teşekkür de almıştım.
Benim kulaklar tavana vuruyor adeta!

‘’ALLAHIN LÜTFU DA NERDEN ÇIKTI’’

Haber çıktığı gün büroda oturuyoruz, bir telefon geldi arkadaşlar ‘’Salih seni arıyorlar’’ dedi. 
Telefonu aldım, karşımdaki ses ‘’Beyefendi kalpli elmayla ilgili haber yapmışınız, Ben Migros’tan arıyorum. Biz o elmaları özel olarak yetiştirtiyoruz, ilgi çekmek için de elmalar küçükken üstüne kalp şeklinde çıkartma yapıştırtıyor ve elmanın o kısmı kızarmıyor kalp şeklinde kalıyor. Ne Allahın lütfu, su  o bizim ilgi çekmek için buluşumuz. Lütfen haberi düzeltin’’ demez mi!

Ben şaşkın tabi, özür dileyerek telefonu kapattım.
Ertesi gün Migros'tan yazılı açıklama da geldi.

İlerleyen günlerde haber düzeltilmiş olarak   tekrar çıktı.
Peki bunda benim günahım suçum ne, ki!

Sayın bilgili hoca efendi söyledi ben yazdım. Haber düzeltmeyle gazetede tekrar çıkınca, haberini okuyan Diyanet İşleri yetkilileri açıklamalarından dolayı müftü hakkında soruşturma açmışlar. ''Sen misin Allahın Lütfü'' diyen ,Bakırköy Müftüsünü de görevinden almışlar. Vesselam ‘’ALLAHIN LÜTFU’’ açıklaması müftünün başını yedi.

Ertesi günü müftü beni aradı'Salih bey yaktın beni,açığa alındım,nerde o açıklamayı yaptım.Bunda senin suçun yok,sen sordun ben de söyledim.Bunda da bir hayır vardır' dedi ve telefonu kapattı.

 Vallahi ben bişey yapmadım be ağbiiii, ne dediyse müftü dedi ben de yazdım. Tabi ben de mortttt oldum, bu haberimle. Bu da böyle ilginç anılarımdan biri işte.
Kalın sağlıcakla.