Moody’s, Amerika Birleşik Devletleri’nin uzun vadeli kredi notunu “Aaa”dan “Aa1” seviyesine düşürdü ve görünümünü “negatif”ten “durağan”a çevirdi.
Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, not indirimine neden olarak ABD’nin 10 yıldan uzun süredir kamu borcu ve faiz ödeme oranlarının, benzer derecelendirmeye sahip ülkelerle karşılaştırıldığında önemli ölçüde yüksek seviyelere ulaşmasının yansıdığı belirtildi.
Ayrıca, ABD yönetimi ve Kongre’nin büyük yıllık mali açıklar ve artan faiz maliyetleri trendini tersine çevirecek önlemler üzerinde anlaşma sağlayamadığına işaret edildi. Açıklamada, halihazırda görüşülmekte olan mali tekliflerin, zorunlu harcamalarda ve bütçe açıklarında uzun vadeli anlamda önemli azalmalar sağlayacağına dair bir inancın olmadığı vurgulandı.
Gelecek on yıl içerisinde hükümet gelirlerinin genel olarak sabit kalması beklenirken, daha büyük açıkların oluşmasının olasılığı da ifade edildi. Vergilendirme ve harcama ayarlamaları yapılmadığı takdirde, ABD’de 2024’te toplam harcamaların yaklaşık yüzde 73’ünü oluşturan zorunlu harcamaların, faiz giderleriyle birlikte 2035’e kadar yüzde 78’e yükselebileceği öngörüldü. Ayrıca, 2017 vergi indirimlerinin uzatılması durumunda, gelecek 10 yıl içinde açıkların yaklaşık 4 trilyon dolar artış göstereceği kaydedildi.
ABD federal bütçesinin yıllık açığı yaklaşık 2 trilyon dolara ulaştı ve bu, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 6’sından fazlasına denk geliyor. 1 Ekim’de başlayan mali yıl için bütçe açığı mevcut durumda 1.05 trilyon doları buldu ve bu, önceki yıla göre yüzde 13 daha yüksek bir rakamı ifade ediyor.
Yatırımcılar dolardan uzaklaşıyor
Moody’s’in ABD’nin uzun vadeli kredi notunu “Aaa”dan “Aa1”e düşürmesi, ülkenin üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan da en yüksek notunu kaybetmesine neden oldu.
Dünyanın en büyük ekonomisinin kredi notu artık Avusturya ve Finlandiya gibi daha küçük ekonomilerle aynı seviyeye gerilemiş durumda. ABD’nin bu ilk not kaybı, 2011 yılında S&P Global Ratings tarafından yapılmış ve piyasalar bu duruma sert tepkiler vermişti. S&P 500, bu karar sonrasında kısa bir süre içerisinde yüzde 16 değer kaybetmişti.
Fitch Ratings’in 2023 yılında benzer bir şekilde ülkenin kredi notunu düşürmesinin ardından, ABD 10 yıllık tahvil getirileri üç ay içinde yüzde 4,1’den yüzde 5’in üzerine tırmanmıştı. Daha düşük bir kredi notunun, ABD için tahvil piyasasında daha kötü koşullara yol açabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, Moody’s’in yaptığı not indiriminin, tahvil getirilerinin artmasına sebep olabileceği ve bunun da borçlanma maliyetlerini artırarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği yönünde endişeler taşıyor. Yüksek ulusal borç, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin ve diğer ülkelerle başlattığı tarife gerginlikleri sonrası yatırımcıların daha temkinli davranmalarına ve ABD borçları için daha yüksek getiri talep etmelerine neden oldu.
ABD Hazine tahvil piyasası zaten daha yüksek borç beklentileri ve sürekli artan enflasyon nedeniyle baskı altında. Tahvil getirilerinin yükselmesi, tahvil piyasasına güvenen şirketler ve tüketiciler için borçlanma maliyetlerini etkileyebilir; bu durumun da hisse senedi piyasasıyla bağlantılı olan ekonomiyi olumsuz yönde etkileyebileceği öngörülüyor. ABD 10 yıllık tahvil getirisi şu anda yüzde 4,5 seviyesinde ve bu, 2008
