ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, isminin verilmemesi kaydıyla Anadolu Ajansı muhabirine konuya ilişkin bazı açıklamalarda bulundu.
Yetkili, “İsrail hükümetini Ayşenur Ezgi Eygi’nin ölümüne dair hızlı, kapsamlı ve şeffaf bir soruşturma yürütmeye çağırıyoruz.” şeklinde ifade etti.
Washington, İsrail’in gerçekleştirdiği askeri soruşturmanın sonuçlarını talep etmeye devam ettiğini belirterek, bulgulara erişim sağlamak için “baskı” uyguladıklarını da dile getirdi.
Ayrıca, Eygi’nin ölümüyle ilgili olarak ABD’nin İsrail’den “tam hesap verebilirlik” talep ettiğini aktardı.
Eygi’nin öldürülmesine ilişkin bir grup Demokrat Kongre üyesinin Dışişleri Bakanı Marco Rubio’ya gönderdiği mektubun alınmasına dair soruları yanıtlamaktan kaçınan yetkili, Bakan Rubio’nun yanıtının ne olacağı konusunda bir bilgi vermedi.
Yetkili, “Ayşenur Ezgi Eygi’nin geçen eylül ayında Batı Şeria’da hayatını kaybetmesi bir trajedidir.” ifadesini kullandı.
Bugün, ABD Kongresi’ndeki Demokrat Partili senatörler ve Temsilciler Meclisi üyeleri, Rubio’ya yazdıkları bir mektupta, Eygi’nin ölümüyle ilgili bazı soruların yanıtlanmasını talep etti.
Mektupta, İsrail ordusunun paylaştığı ilk soruşturma raporundaki verilerin, görgü tanıkları, videolar ve fotoğraflarla çeliştiğine dikkat çekildi. Ayrıca, Dışişleri Bakanlığı’ndan Eygi’nin bir tehdit oluşturup oluşturmadığına dair delil ve Eygi’yi vurduğu belirtilen askerin hangi birimden olduğu gibi sekiz farklı soruya cevap vermesi istendi.
İsrail askerlerinin aktivist Eygi’yi katletmesi
İsrail askerleri, 6 Eylül 2024’te işgal altındaki Batı Şeria’da düzenlenen barışçıl bir gösteride katılımcılara ateş açmış, Filistinlilere destek için bu gösteriye katılan Ayşenur Ezgi Eygi, başından vurularak ağır yaralanmıştı.
Eygi, Filistinlilere ait bir hastaneye kaldırıldığından sonra 6 Eylül’de yaşamını yitirmişti. Cenazesi ise 14 Eylül’de Aydın’ın Didim ilçesinde defnedildi.
Eygi, Filistin topraklarının işgaline karşı barışçıl ve sivil yöntemlerle destek veren Uluslararası Dayanışma Hareketi’nin bir gönüllüsü ve insan hakları aktivisti olarak tanınıyordu.
