Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 38’inci CHP Olağan Kurultayı’nda usulsüzlük iddialarına ilişkin olarak 10 Şubat 2025 tarihinde bir soruşturma başlattı. Soruşturmanın ardından hazırlanan iddianame tamamlandı.
DHA’nın haberine göre, hazırlanan iddianamede İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan uzaklaştırılan tutuklu Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in de aralarında bulunduğu 12 kişi şüpheli olarak yer alıyor. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mağdur olarak, eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise şikayetçi olarak ifade edildi.
Ankara 26’ncı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame, oylamada hile yapıldığı iddiasıyla hazırlanan 12 sanık için ‘Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet suçundan 3 yıla kadar hapis cezası ve ceza süresince siyaset yasağı talep ediyor. Mahkeme, 5 Haziran’da CHP kurultayına dair hazırlanan iddianameyi ‘Rüşvet’ suçunu oluşturması nedeniyle görevsizlik kararı vererek ağır ceza mahkemesine gönderdi. Ayrıca, sanıklardan Erkan Aydın’ın eski milletvekili olması dolayısıyla yetkilerin ağır ceza mahkemesinde olduğu ifade edildi.
“GÖREVSİZLİK KARARI HUKUKA AYKIRI”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamenin ağır ceza mahkemesine gönderilmesine itiraz etti. Başsavcılık, 13 Haziran 2025 tarihinde Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu itiraz dilekçesinde, görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğu belirtilerek, sanık Erkan Aydın’ın 7 Temmuz 2018 ve 14 Nisan 2023 tarihleri arasında milletvekili olduğu ve suçun ise 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde işlendiği vurgulandı. Bu nedenle yargılamanın Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girdiği ifade edildi.
“İDDİALAR, RÜŞVET SUÇU OLUŞTURMUYOR”
Dilekçede, sanıkların Türk Ceza Kanunu’nun 252’nci maddesinde düzenlenen rüşvet suçu kapsamında yargılanmalarına dair değerlendirmelere de yer verildi. Parti delegelerinin kamu görevlisi statüsünde olmadıkları, dolayısıyla bu kişilere sağlandığı iddia edilen menfaatlerin rüşvetin yasal unsurlarını oluşturmadığı belirtildi. Ayrıca iddianamede, belediye ya da bağlı iştiraklerde görev yapan herhangi bir kamu görevlisinin eylemine dair bir anlatımın bulunmadığına dikkat çekildi.
“AYRI BİR SORUŞTURMA YÜRÜTMEK MÜMKÜN”
Dilekçede, kamu davası açma zorunluluğu ve ‘davasız yargılama olmaz’ prensibi hatırlatılarak, konuya ilişkin yeni bir suç duyurusunda bulunulabileceği ve ayrı bir soruşturma yürütülmesinin mümkün olduğu ifade edildi. Başsavcılık, dosyanın tümü ele alındığında görevsizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu belirterek bu kararın itirazen kaldırılmasını talep etti.