University College London’dan Prof. Dr. Anthony Costello, BMA’nın “The British Medical Journal” isimli haftalık hakemli dergisinde, “İngiltere’nin Covid-19’u bastırmama kararı tıbbi ve bilimsel tavsiyeler hakkında soruları gündeme getiriyor” başlıklı bir makale kaleme aldı.
Makalenin içeriğine göre, Çin, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler, pandeminin başlangıcı kabul edilen 24 Ocak 2020’den itibaren erken test, temas takibi, karantina ve mali destek uygulayarak etkili bir salgın kontrol stratejisi geliştirdi.
Öte yandan, İngiliz hükümetinin Acil Durumlar İçin Bilimsel Danışma Grubu (SAGE), 28 Ocak 2020’de Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerilerine rağmen, diğer ülkelerin aksine salgına influenzaya göre yaklaşma kararı aldı.
Bu kararın gerekçesi, 2011 yılında influenza için hazırlanan salgın hazırlık planının SAGE’nin değerlendirmelerini etkilemiş olabileceği şeklinde yorumlandı.
Aynı dönemde Yunanistan, Norveç, İrlanda ve Almanya DSÖ’nün tavsiyelerine uygun adımlar atarken yalnızca İngiltere ve İsveç, influenzaya göre hareket etme yaklaşımını benimsemekle yetindi.
Mart ayına gelindiğinde, Sağlık Bakanlığı, Asya’da salgını kontrol altına alan ülkelerde enfekte kişi sayısının düştüğünü ve hastaneye yatışların azaldığını bildiren bir rapor hazırlamış olsa da SAGE, önerilerinde herhangi bir değişiklik yapmadı.
SEMPTOM GÖSTERENLERİN YÜZDE 20’Sİ TEST YAPTIRDI
Ülke genelinde mart ayının başlarında sürü bağışıklığı sağlamak amacıyla virüsün kontrollü yayılımı hedeflendi fakat SAGE, Covid-19’un test ile kontrol edilemeyecek kadar hızlı yayıldığı gerçeğini göz ardı ederek ölüm ve maddi kayıpların artmasına sebep olan bir karar aldı.
Örneğin, Güney Kore salgının en fazla görüldüğü iki bölgede günde 18 bin test yaparak durumu izlerken, İngiltere’nin en çok vaka görülen Londra ve West Midlands bölgeleri için bu oranda test yapılmadı.
Güney Kore, pratisyen hekimler ve tıp öğrencilerini de sürecin içine katarak büyük bir test ağı kurarken, İngiltere ise gönüllüler aracılığıyla bu ihtiyacı gidermeye çalıştı.
Japonya ve Güney Kore, 14 gün karantinada kalanlara maddi destek sağlarken, İngiltere’de buna benzer uygulamalar çok sınırlı olup sadece 96 sterlinlik bir destek verildi. Ayrıca, İngiltere, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkeler arasında hastalık destekleri bakımından en az desteği sağlayan üç ülkeden biri konumunda bulundu.
İngiltere’de salgının başlangıcında Covid-19 semptomları gösteren kişilerin yalnızca yüzde 20’si test yaptırdı ve bunların yalnızca yüzde 43’ü 14 gün süresince kendilerini karantinaya aldı.
TARİHİ EKONOMİK KÜÇÜLME YAŞANDI
Aldığı yanlış tedbirlerle İngiltere, 2023 yılı sonunda 1,9 milyon kişide Covid-19 belirtilerinin görüldüğünü rapor etti. Hastalığın uzun süreli etkileri sonucunda 800 binden fazla kişinin iş gücü dışında kalmasına neden oldu.
Salgını etkin bir şekilde kontrol altına alan Asya ülkeleri, 2020 yılında ekonomik büyüme yaşarken, İngiltere tarihi bir ekonomik küçülme yaşadı ve bu oran yüzde 9,8 olarak kaydedildi. Bu oran 1709’dan bu yana en yüksek seviyede