Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Boğaziçi Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Finans Zirvesi 2025’te önemli açıklamalarda bulundu.
TCMB Başkanı Karahan, mart ayında finansal piyasalardaki hareketlilik üzerine gereken önlemleri proaktif bir şekilde aldıklarını belirtti. Karahan, para politikasındaki kararlı duruşlarının devam edeceğini ve dezenflasyon sürecini destekleyecek şekilde hareket edeceklerini ifade etti.
Gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankalarının, küresel finansal döngülerdeki belirsizliklerin arttığı bir ortamda para politikası araçlarını çeşitlendirmek zorunda kaldığını dile getiren Karahan, “2008–2009 Küresel Finansal Krizi’nden sonra pek çok merkez bankası faiz oranlarını düzenlemekle kalmayıp, makroihtiyati politikaları da sıkılaştırarak finansal istikrarı sağlamaya yönelik adımlar atmıştır.” şeklinde konuştu.
Bu bağlamda, gelişmekte olan ülkelerde tek tip bir politika uygulamasından ziyade, ülkelere spesifik koşullara uyumlu esnek politikaların benimsenmesinin daha mantıklı olduğunu vurgulayan Karahan, diğer ülkeler gibi kendilerinin de para politikası uygulamalarında temel aracın politika faizi olduğunu ekleyerek, bunu çeşitli makroihtiyati politikalarla desteklediklerini belirtti.
TL mevduatın artışı ve KKM’yi azaltma hedefi
Sıkı parasal duruşu desteklemek amacıyla kullandıkları araçlar hakkında bilgi veren Karahan, “Mevduata yönelik düzenlemeler ile TL mevduatın payını artırmayı ve KKM’yi kademeli olarak azaltmayı hedefliyoruz. Ayrıca, kredi büyümesine yönelik düzenlemeler ile kredi talebindeki dalgalanmaların önüne geçiyoruz. Buna ek olarak, likidite yönetimi ile sistemdeki fazla Türk lirası likiditesini etkin bir şekilde yönetiyoruz.” dedi.
Finansal piyasaların etkinliğinin sürmesini sağlamak için tüm para politikası araçlarını kararlılıkla kullanacaklarını belirten Karahan, likidite koşullarını yakından izlemeyi ve bu araçları etkin bir şekilde kullanmayı sürdüreceklerini vurguladı.
“Son 12 ayda KKM’den dövize geçiş oranı yüzde 14,5”
Karahan’ın konuşmasında öne çıkan diğer noktalar ise şöyle; “KKM bakiyesindeki azalma, finansal istikrarı tehdit etmeden ve Türk lirası cinsi mevduatı önceliklendirerek gerçekleşmiştir.
Son 12 ay içerisinde vadesi dolan KKM hesaplarından dövize geçiş oranı yüzde 14,5 seviyesinde olmuştur.
Aynı zamanda, son dönemki finansal dalgalanmaların sistemdeki toplam TL payı üzerinde sınırlı bir etkisi olduğu görülmektedir.
Türk lirası mevduatın payı yüzde 58 ile tarihsel ortalamasına oldukça yakın bir seviyede devam etmekte.
Yatırım fonlarını da eklediğimizde, genel görünüm değişmedi. 14 Mart – 2 Mayıs tarihleri arasında ortaya çıkan döviz talebinin yüzde 70’i yurt dışı kaynaklı olurken, yurt içi talep sınırlı kalmıştır.
Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçevemiz, mevduat faizlerinin seviyesini TL’ye geçişi ve tasarrufları destekleyecek şekilde yönlendiriyor.
“Göstergeler, dezenflasyon sürecinin süreceğine işaret ediyor”
Karahan, mal talebine ilişkin göstergelerin yurt içi talebin ılımlı olduğunu, ancak karşılaşabildiği güçlükler nedeniyle dirençli bir süreç geçirdiğini ifade etti.
Kullandıkları altı göstergeden elde edilen ortalama ve tahmin performansının,
