1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Astım: Genetik ve çevresel faktörler birleşiyor!

Astım: Genetik ve çevresel faktörler birleşiyor!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Didem Özkan, astımın her yaş grubunda ve her bireyde görülebileceğine dikkat çekti. Ailede astım öyküsü bulunmasının genetik bir yatkınlık oluşturduğunu belirten Dr. Özkan, “Astım ailede herkeste görülmemekle birlikte, saman nezlesi ya da egzama gibi alerjik hastalıklara sahip bireylerde yatkınlığın artabileceğini ifade etti. Dünyada yaklaşık 300 milyon, ülkemizde ise 3-4 milyon astım hastası bulunduğu tahmin edilmektedir. Erişkinlerde astım görülme sıklığı yüzde 6-12, çocuklarda ise yüzde 6-15 aralığında değişiklik göstermektedir. Kız çocukları ve kadınlar ise bu hastalıktan daha fazla etkilenmektedir” dedi.

Dr. Özkan, Dünya Astım Günü nedeniyle yaptığı açıklamalarda astımı tanımlarken, “Astım, hava yollarında iltihaplanma ve daralma ile karakterize edilen kronik bir hastalıktır. Bu durum, nefes darlığına yol açarak bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir” şeklinde konuştu.

Astımın gelişiminde genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığını vurgulayan Dr. Özkan, bu hastalığın tetikleyici etmenlerini şu şekilde sıraladı:

“Genetik yatkınlık,

Alerjenler,

Yoğun sigara dumanına maruz kalma,

Bebeklik ve erken çocukluk döneminde geçirilen solunum yolu enfeksiyonları,

Hava kirliliği,

Mesleki maruziyetler: solunum yolu ile alınan toz ve kimyasallar,

Obezite,

Aşırı egzersiz,

Stres,

Soğuk hava,

Gastroözofageal reflü.”

Astımın her bireyde görülebileceğini belirtirken Dr. Özkan, “Ailede astım varlığı genetik bir yatkınlık yaratabilir, fakat tüm aile bireylerinde görülmemektedir. Polen düşüşü gibi alerjik hastalıkları bulunan kişilerde risk artar. Uluslararası alanda yaklaşık 300 milyon insanın astımlı olduğu, Türkiye’de ise bu sayının 3-4 milyon civarında olduğu öngörülmektedir. Erişkinlerde bu hastalığın sıklığı yüzde 6-12, çocuklarda ise yüzde 6-15 arasında değişiklik göstermektedir. Kız çocukları ve bayanlar, astım konusunda daha fazla risk taşımaktadır” ifadelerini kullandı.

Astımın hangi dönemlerde daha yaygın görüldüğü hakkında bilgi veren Dr. Özkan, “Bahar ve yaz aylarında pek çok alerjenin ortaya çıkması, bu dönemlerde artan şikayetlerin temel nedenidir. Ayrıca, kış aylarında yaşanan bakteriyel ve viral enfeksiyonlar da astım atağını tetikleyebilir” şeklinde açıklamada bulundu.

Astım belirtilerini sıralayan Dr. Özkan, “Nefes darlığı, konuşurken veya gülerken gelişen öksürük, gece öksürük atakları, nefes alırken hırıltı hissi, göğüs sıkışması, nefes alıp verirken ıslık sesi duymak, baş dönmesi ve konuşmada zorluk” olduğunu belirtti. Dr. Özkan, bu belirtilerin tekrarlayıcı olabileceği, bazen artış ya da azalma gösterebileceği için bu tür şikayetleri olan bireylerin Göğüs Hastalıkları uzmanına başvurması gerektiğini vurguladı.

Tanı sürecinin önemine dikkat çeken Dr. Özkan, “Hastanın şikayetleri ve öyküsü dinlenmelidir. Fizik muayene ve solunum fonksiyon testleri tanıda kullanılan önemli araçlardır. Akciğer grafisi ve alerji testleri de tanıya yardımcı testler arasındadır” dedi.

Tedavi sürecinin astımın ağırlık derecesine göre değiştiğini belirten Dr. Özkan, “Tedavinin amacı, semptomları azaltmak ve akciğer fon

Astım: Genetik ve çevresel faktörler birleşiyor!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir