Zerrin ERDOĞAN yazdı…
Sağlık turizmi son yıllarda büyük bir ivme kazanırken, Türkiye uluslararası arenada adından söz ettiren ülkelerden biri haline geldi. Bu büyümeyi ve sektörün potansiyelini gören Türkiye’de İş Dünyası dergisi, Liv Hospital ev sahipliğinde özel bir buluşmaya imza attı. “Sağlıkta Dünyaya Merhem Oluyoruz” başlığıyla düzenlenen etkinlikte, sağlık sektörünün öncü isimleri bir araya gelerek Türkiye’nin sağlık turizmindeki yol haritasını değerlendirdi.
Türkiye’de İş Dünyası dergisi, son dönemde iş dünyasının ilgiyle takip ettiği sağlık turizmi konusunu Nisan sayısında sayfalarına taşıdı. Sağlık turizminde Türkiye’nin hangi noktada olduğuna odaklanan Nisan sayısının lansmanı, Liv Hospital’ın ev sahipliğinde gerçekleşti. Etkinliğin açılış konuşmalarını Türkiye’de İş Dünyası Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak ve Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti üstlendi. Derginin sağlık turizmi konusunu odağına aldığını belirten Celal Toprak, Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık turizmine ilişkin yeni yürürlüğe giren yönetmeliği hatırlattı. Sağlık turizmi konusunda markalaşmanın önemine vurgu yapan Toprak, “Özellikle kalp cerrahisi, estetik operasyonlar ve diş tedavileri gibi alanlarda uluslararası alanda deneyim kazanmış sağlık profesyonelleri sayesinde Türkiye, hem Avrupa’dan hem de Ortadoğu’dan yoğun ilgi görüyor” dedi.
“TÜRKİYE GÜCÜNÜN FARKINA VARDI”
Açılış konuşmasına Liv Hospital’ın bugüne kadar fark oluşturan işler yaptığını anlatarak başlayan Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti, “Son günlerde sağlık turizmi büyük bir ivme kazandı ve Türkiye bu anlamda en güçlü ülkelerden biri haline geldi. Türkiye’de İş Dünyası dergisinin bu konuya el atması, ekonomisine ve geleceğine odaklanması bizim için çok büyük bir fırsat. Hastanemizde sizleri ağırlamak bizim için çok değerli. Sağlık turizmi Türkiye’de 2005 yılları gibi şekillenmeye başladı. Türkiye’de yavaş yavaş gücünün farkına vardı. Geçtiğimiz yıllar içerisinde tıp turizminde olağanüstü bir noktaya ulaştık. Dünyada Amerika’dan sonra en çok hasta kabul eden tıp turizminde önde gelen ülkeler var: Tayland, Hindistan, Meksika, Malezya. Ülkemiz ise bu anlamda beşinci sıraya yükseldi. 2024’te sağlık turizmi amacıyla 14 milyon insan sınır ötesi hareket etti. Aynı yıl Türkiye’ye ise 2 milyona yakın kişi sağlık turisti olarak geldi” diyerek ülkemizin sağlık turizmindeki konumunu rakamlarla dile getirdi.
Liv Hospital’ın da içlerinde olduğu bazı sağlık kuruluşlarının artık yerinde sağlık hizmeti üretimiyle ilgili gerçekleştirdiği çalışmalar olduğunu belirten İstiroti, “Yaklaşık 7-8 yıldır Türkiye’nin birkaç markası çeşitli ülkelerde sağlık işletmeciliği yapıyor. Biz de bunlardan biriyiz. Bu işletmecilik bize multicultural (çok kültürlü) hizmet verme bilinci ile başka sorumluluklar da yükledi. Burada oturttuğumuz süreçleri ve tıp hizmeti sunma anlayışını farklı ülkelerde de yapmaya gayret ederken gördük ki kazın ayağı aynı değil. İki yönlü hizmet vermeye çalışırken oralardaki insan yapısı, tıbbi hizmete yaklaşım, hizmet anlayışı öyle olmadığında markanın değerlerinin aynısını söz konusu ülkelere taşımak kolay olmuyor. Biz şu an Azerbaycan, Dubai, Macaristan, Kosova ve İngiltere’de hizmetlerimize devam ediyoruz. Her ülke ayrı bir hikâye” diyerek iki yönlü hizmet verme konusunda yaşanabilecek durumları anlattı.
“2025’TEN BEKLENTİMİZ BÜYÜK”
Gelişen teknolojinin her sektörü olduğu gibi sağlık alanını da dönüştürdüğüne vurgu yapan Biruni Üniversitesi Hastanesi Genel Müdürü Serap Kilerci Ulusal, yapay zekânın sağlık turizmine etkilerini şu sözlerle anlattı: “Yapay zekânın hayatımızda yer aldığı diğer alanlarda olduğu gibi sağlıkta da çok fazla yeri var. Biz teşhis ve tedavilerde yapay zekâyı kullanmaya başladık. Hem daha fazla hızlı hem hata payını neredeyse sıfıra indiren bir süreç yaşıyoruz.”
Ayrıca Ulusal, Biruni Üniversitesi ve Hastanesi olarak sağlığa hem eğitim hem de hastalık tarafından hizmet verdiklerini ifade etti ve organizasyonun önemine dikkat çekti. Türkiye’nin sağlık turizminde hangi noktada olduğunu anlatan Ulusal, “Türkiye çok stratejik bir konumda. Ülkemiz gerek ülkelere olan yakınlığı gerekse bilim ve teknolojideki son yıllarda kat ettiği yollar ve fiyat avantajı ile ön plana çıkıyor. Türkiye’ye gelen kişiler aynı zamanda kültür turizmi de yapmış oluyor. Bu anlamda 2025’te sağlık turizminden çok daha büyük beklentilerimiz var. Çünkü sadece sağlık turizmi değil aynı zamanda eğitim kısmına da yön verdik. Ayrıca küresel rekabet konusunda Hindistan örnek veriliyor. Nitekim Hindistan bizim için zorlayıcı bir pazar. Çünkü çok büyük bir fiyat avantajıyla karşımıza çıkan destinasyonlardan biri. Ama Türkiye’deki kaliteli hizmet anlayışını yakalayabileceğini düşünmüyorum. Bu bağlamda bizi yalnızca rakamsal zorlayacaktır” dedi.
Biruni Üniversitesi Hastanesi’nin uluslararası arenada da kendine bir yer edinme hedefi olduğunun da altını çizen Ulusal, “Teknoloji ve bilimi kullanarak günün son eğitim trendleriyle, son teknolojik gelişmelerle birlikte hastalarımıza sağlık hizmeti sunmak için ciddi bir çabamız var. 2025’teki hedefimiz sağlık turizminde sadece sağlık arayışı ile Türkiye’ye gelen kişilerin değil, ülkelerinde de sağlıklarını daha iyi şartlarda korumak isteyen insanlara hizmet götürmek. Sosyal sorumluluk projelerimizle ihtiyaç sahibi hastaların tedavilerine yardımcı oluyoruz. Özellikle onkolojik hastalarımıza ciddi katkımız oluyor. Bunun yanı sıra kronik hastaların takibinde de farklı projelerimiz var” diye konuştu.
“ÜLKEMİZİ MARKA HALİNE GETİRMELİYİZ”
Etkinliğin tıp dünyasını, akademiyi, iş insanlarını ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirmesi sebebiyle önemli olduğunu dile getirerek sözlerine başlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Server Sezgin Uludağ, “Gelişmekte olan bir ülkeyiz. Bu tip açılımlara ulaşmak istiyoruz. Çünkü küresel arenada ciddi bir pay var. Türkiye’nin sağlık turizmindeki potansiyelini düşündüğümüzde bu alanda kendimizi daha fazla geliştirmeliyiz. Devlet ve özel sektör iş birliği bu noktada önemli. Ülkemizi sağlık turizmi konusunda marka haline getirmemiz gerekiyor. Çünkü ülkemiz sağlık turizminde lider ülke olabilir” diyerek Türkiye’nin sağlık turizmi alanındaki potansiyeline değindi.
SEKTÖR LİDERLERİNİN GÖZÜNDEN SAĞLIK TURİZMİ
Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer, Türkiye’nin sağlık turizminde epey şanslı olduğu bir dönemden geçtiğini dile getirirken, Haver Farma Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Camcı ise 108 yıllık bir şirketin 50 yılına şahit olduğunu dile getirerek, “Yerli ilaç üreticilerinin reel büyümesi yüzde 53’de kalıyor. Hedefimiz bu rakamı daha da yukarılara taşımak” dedi.
Siser Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Ağaç, insan sağlığı için yaklaşık 30 yıldır çalıştıklarını dile getirerek, “İnsanları sağlığına kavuşturmak adına uzun yıllardır çalışıyoruz. Bu sektörün daha da yükseleceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İsmet Akkaya, işin hizmet tarafında olduklarının altını çizerek, ülkemizdeki sağlık çalışmalarının çok üst düzeyde olduğunu belirtti. Dermatoloji Uzmanı Dr. Ahmet Günay ise hizmet tarafında aktif olarak rol aldıklarını aktararak, “Sağlık turizmcileri ve hastanelerimiz bize hastaları sunuyorlar biz de onları en iyi şekilde tedavi etmeye çalışıyoruz ve tekrar ülkemizi seçmeleri için mutlu ediyoruz” dedi.
İstanbul Aile Hekimleri Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Emre Ulu, birinci basamak sağlık hizmetleri verdiklerine dikkat çekerek, “Öncelikli olarak kanser taramaları yapmaya çalışıyoruz. Ancak bu hastalıkları kamuda genel cerrahiye yönlendirirken çok zorlanıyoruz” diyerek bu kapsamda kamu-özel iş birliğinin olmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti.