Şenel, romatizmal hastalıkların hem genel halk hem de uzman doktorlar arasında yeterince tanınmadığını ifade etti.
Halkın, romatizmanın genellikle yaşlı bireylerde görülen eklem ve diz ağrılarıyla sınırlı olduğunu düşündüğüne dikkat çeken Şenel, bu hastalığın çocukluk döneminde de ortaya çıkabileceğini ve birçok organı etkileyebileceğini vurguladı.
Hastalık belirtileri gösteren bireylerden bazılarının, romatoloji uzmanına gitmeleri gerektiğini fark ettiklerini veya bir doktor tarafından yönlendirildiklerini dile getiren Şenel, “Romatizmal hastalıklar spesifik olduğu için önce iç hastalıkları veya fizik tedavi uzmanı tarafından değerlendirilmeleri, eğer romatolojik bir hastalıktan şüpheleniliyorsa ön tanı ile sevk edilmesi bizim daha etkin çalışmalar yapmamıza yardımcı olacaktır.” şeklinde konuştu.
Romatizmal hastalıkların yalnızca eklemleri etkilemediğini, kalp, beyin, göz, deri, kıkırdak, iç organlar, bağırsak, böbrek, karaciğer, kan hücreleri ve kemik iliği gibi birçok organı da olumsuz yönde etkilediğini belirten Şenel, “Vücutta alerjik tepkilere neden olan durumlar romatizmada da söz konusu. Sigara, viral enfeksiyonlar veya mevsim geçişleri gibi faktörler bu durumu tetikleyebiliyor. Bağışıklık sisteminin romatizmal bir tepki vermesi ve bu tepkinin kronikleşmesi ile ilgili bir süreç vardır.” ifadelerini kullandı.
“MEVSİM GEÇİŞLERİNDE HASTALIK ŞİKAYETLERİ ARTIYOR”
Mevsim geçişleri ve yağmurlu havalarda hastaların şikayetlerinin arttığını belirten Şenel, “Bu dönemlerde mevcut hastalarımızın rahatsızlıkları artış gösteriyor. Bazı hastalar mevcut tedavi sürecinde yetersizlik hissediyor ya da ağrıları ile başa çıkamıyor hale geliyor. Bu sorunlar hastaları doktora yönlendiriyor. Mevsim geçişlerinin romatolojik hastalıkları artırmasında birkaç teori mevcut. Bunlardan biri D vitamini ile ilişkilidir. Kapalı ortamlarda ve yağmurda D vitamini yeterince sentezlenemiyor, bu da kas ve eklem metabolizmasını olumsuz etkileyebiliyor. Dolayısıyla D vitamini eksikliği nedeniyle bazı rahatsızlıklar artabiliyor. Ayrıca, havanın kapalı olması, bazal kortizol seviyelerinin düşmesine de neden olabiliyor. Bunun dışında iltihaplı romatizma hastalıklarının artmasının henüz tam olarak bilinmeyen başka sebepleri de bulunuyor.” şeklinde konuştu.
“ROMATİZMA ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE GÖRÜLEBİLİYOR”
Şenel, romatizmal hastalıklara her geçen gün yenilerinin eklendiğini ve bu grupta 300’ün üzerinde hastalık bulunduğunu kaydetti.
Birçok romatizmal hastalığın tedavisinin mevcut olduğunu dile getiren Şenel, “Romatizmal hastalıkların bazıları genetik yatkınlıkla ilişkiliyken, bazıları sonradan gelişiyor. Otoimmün hastalıklar genellikle sonradan ortaya çıkmakla beraber, yine de bir genetik zemin üzerinde gelişiyor. Romatizma, çocukluk döneminde de görülebiliyor. Halk arasında romatizma olarak bilinen durum, osteoartrit olarak da bilinen eklemde kireçlenmenin bir sonucudur ve genellikle kadınlarda menopoz sonrası hormon değişikliklerinin etkisiyle kendini gösterir. İltihaplı romatizmalar ise daha sıklıkla orta yaş grubundaki kadınları ve genç bireyleri etkilemektedir.” ifadelerini kullandı.
