“OLANLARI AKLIM ALMIYORDU”
“Kontratıma böyle bir madde eklenmediği için, keyfi bir biçimde kadro dışı bırakılmam mümkün değildi. En acısı, bir hafta önce kulübe yeni atanan sportif direktörle yaptığım konuşma oldu. Bana ‘Sen bu takım için önemli bir oyuncusun’ demişti. Bu nedenle gördüğüm o haberi ilk başta kabul edemedim. Hızla şoförümü aradım ve ‘Hadi, kulübe gidiyoruz’ dedim. Normalde böyle bir şeye kalkışmayı düşünmezdim ama dayanamadım ve kulübe doğru yola çıktım. Oraya vardığımda, masörler, fizyoterapistler ve diğer oyuncular… hiçbiri benimle konuşmaya cesaret edemedi. Çünkü herkes durumun ne kadar saçma ve tuhaf olduğunu biliyordu. Onana oradaydı, Eric Bailly geldi, fakat Aboubakar ve Rachid Ghezzal gelmeyi tercih etmedi. Onlar daha tedbirli davrandı, çok iyi yaptılar. Daha sonra Onana’ya, ‘Bu yaşanan tam bir delilik’ dedim. Zaman geçtikçe içimdeki öfke büyüyordu, durumu anlamakta zorlanıyordum.
Sonrasında kulüpte beklemeye başladım; sportif direktörlerle konuşmak istiyordum. Brad Friedel’ın yanına gittim, birkaç kişiyle birlikteydi. ‘Burada ne oluyor?’ diye sordum. O da ‘Nasıl yani?’ diye sordu. Ben de giderek daha fazla bağırmaya başladım, ‘Ne oluyor burada, bunu soruyorum!’ dedim. O ise bana ‘Valla bilmiyorum’ yanıtını verdi. ‘Nasıl bilmiyorsun?’ dedim. ‘Sen sportif direktörsün, ben kulüpten atılmışım, nedenini bilmiyor musun?’ dedim. Cevabı ise ‘Hayır, bilmiyorum. Bir toplantı yapılmış, karar burada alınmış ama ben o toplantıda yoktum.’ şeklindeydi.”
