1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Psikolojik Şiddet: Toplumsal Sorun Olma Gerçeği

Psikolojik Şiddet: Toplumsal Sorun Olma Gerçeği

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Klinik Psikolog Nilsu Yavuzer, psikolojik şiddetin sadece bireyleri değil, aynı zamanda toplumu da etkileyen bir mesele olduğuna vurgu yaptı. Yavuzer, psikolojik şiddetin açıklamasını yaparak, “Psikolojik şiddet, bir kişinin diğerine duygusal ve zihinsel olarak zarar vermek amacıyla başvurduğu manipülatif, aşağılayıcı veya baskıcı davranışların tümünü kapsar. Aşağılama, suçlama, aşırı eleştirme, tehdit ve hakaret gibi tutumlar, psikolojik şiddetin belirtileridir. Şiddet denildiğinde genellikle fiziksel olan akla gelse de psikolojik şiddetin gizli yapısı, onun fark edilmesini zorlaştırır ve hayatın birçok alanında ciddi olumsuz etkiler ortaya çıkarır. Bu tarz bir şiddete maruz kalan kişiler, zamanla özsaygılarını kaybedebilir, aile ve sosyal ilişkilerinde zorluklar yaşayabilir ve giderek hayattan izole olma sürecine girebilir. Psikolojik şiddet, bireysel boyutun ötesine geçerek toplumsal bir sorun haline de gelebilir. Uzun vadede kültürel normları, sosyal ilişkileri ve ekonomik üretkenliği derinden etkileyebilir. Kadınlara yönelik psikolojik şiddet, zamanla onları toplumsal hayattan izole ederken cinsiyet eşitsizliğini de daha görünür hale getirir” şeklinde konuştu.

“KADINLARIN YÜZDE 43,9’U PSİKOLOJİK ŞİDDETE MARUZ KALIYOR”

Kadınların erkeklere oranla daha fazla psikolojik şiddete maruz kaldığını belirten Yavuzer, bunun temel nedenlerine de değindi. “Toplumsal roller, cinsiyet normları, ekonomik bağımlılık ve erkek-kadın ilişkilerindeki güç dinamikleri gibi unsurlar, psikolojik şiddeti etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Ayrıca psikolojik şiddetin görünmez olması ile normalleşmesi, durumu daha karmaşık hale getiriyor” dedi.

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından yapılan ulusal araştırmanın verilerini paylaşan Yavuzer, Türkiye’de kadınların %43,9’unun psikolojik şiddete maruz kaldığını ifade etti. “Bu rakam, psikolojik şiddetin en az diğer şiddet türleri kadar dikkate alınması gerektiğini ortaya koyuyor. Çünkü psikolojik şiddet fiziksel iz bırakmasa da, insanın aile içindeki rolünü, özellikle kadınların annelik görevlerini etkiliyor” diye ekledi.

ÇOCUKLARIN RUH SAĞLIĞINI DA OLUMSUZ ETKİLİYOR

Annelik deneyiminin yalnızca doğumla sınırlı olmadığını hatırlatan Yavuzer, sözlerini sürdürdü: “Psikolojik şiddet yaşamış veya bu durumu devam ettiren kadınlar, sadece kendi ruh sağlıklarını değil, aynı zamanda çocuklarıyla olan bağlarını ve ebeveynlik tutumlarını da olumsuz etkiler. Bu kadınlar, yaşadıkları stres ve kaygı ile mücadele ederken çocuklarıyla sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlanabilirler. Sürekli güvensiz ve gergin bir ev ortamı, annenin bitkin hissetmesine yol açar. Bu durum, annenin çocuğuna olan duygusal desteğini azaltabilir ve çocuğu kaygılı bir hale getirebilir. Aynı zamanda çocuklar, annelerinin mutsuzluğundan dolayı kendilerini sorumlu hissedebilirler. Annenin ilk rol model olması sebebiyle, yaşadığı olumsuz deneyimler, çocukların gelecekteki ilişkilerini de olumsuz etkileyebilir” dedi.

“FARKINDALIK ARTIRILMALI”

Psikolojik şiddetle mücadele edilmesi gereken bir alan olduğunu belirten Klinik Psikolog Nilsu Yavuzer, farkındalığın artırılması gerektiğini ifade etti. “Öncelikle psikolojik şiddetin ne olduğunu anlamak

Psikolojik Şiddet: Toplumsal Sorun Olma Gerçeği
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir