Köln, Almanya‘nın en kalabalık ve sanayisi gelişmiş şehirlerinden biri olup, aynı zamanda en fazla Türkiye kökenli nüfusa ev sahipliği yapıyor. Ancak, Pazar günü gerçekleştirilecek olan genel seçimler öncesinde kentte ciddi bir endişe ve merak hakim. Bu durumun arkasındaki neden ise Almanya‘daki aşırı sağın yükselişi. BBC Türkçe ekibi olarak, Köln ve Essen’in sokaklarında Türkiye kökenli vatandaşların görüşlerini dinledik.
Köln ve Essen’de havalar soğuk ve sokaklar oldukça sakin. Türkiye’deki seçim atmosferine benzer bir heyecan ise bariz şekilde eksik. Buna karşın, Alman siyasetinin durumu son derece gergin ve belirsiz.
Yapılan anketler, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oylarının geçen seçimlere kıyasla iki katına çıktığını gösteriyor. Farklı anketlerde, AfD’nin oy oranının yüzde 20 civarında olduğu ifade ediliyor. Seçim sonuçlarına dair birçok kişi, bu oranın daha da yükselebileceğinden endişe duyuyor.
Görüşlerine başvurduğumuz Türklerin listesinde artan sığınmacı sayısı, sokak güvenliği ve ekonomi gibi konular en çok konuşulan başlıklar arasında yer alıyor.
BBC Türkçe‘ye ismini vermeden görüş bildiren Türkiye kökenli göçmenlerin çoğu, son on yıl içinde hem Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) hem de Sosyal Demokrat Parti (SPD) hükümetlerinin sığınmacı krizini etkili bir şekilde yönetemediği fikrinde birleşiyor. Bu sebeple, AfD’ye oy vermenin “kendi ayağına sıkmak” anlamına geleceği görüşünü dile getiriyorlar.
2015-2016 yıllarında Almanya’ya pek çok Suriyeli sığınmacı kabul edilirken, iktidarda Angela Merkel öncülüğündeki CDU yönetimi bulunuyordu. Ardından iktidara geçen SPD dönemi ise Ukrayna ve Afganistan’dan gelen mültecilere kapı açtı.
Almanya’daki Türk vatandaşlarının uzun zamandır bekledikleri çifte vatandaşlık hakkının iptali veya daha zor hale getirilmesi ihtimali, seçim kampanyalarında sağlık partilerin sıkça dile getirdiği konular arasında bulunuyor.
‘Korku ve tedirginlik’
Seçimlerden birinci çıkması beklenen CDU’nun Köln’den yeniden aday olan milletvekili Serap Güler, geçen yıl vatandaşlık yasasında gerçekleştirilen değişiklikleri eleştiriyor. “Mevcut yasada üç yıl içinde vatandaşlık kazanma imkanı var. Biz bir ülkeyle üç yılda böyle bir bağ kurulabileceğine inanmıyoruz ve bu durumu değiştirmek istiyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Köln Üniversitesi ve Lund Üniversitesi’nde görev yapan Siyaset Bilimci Dr. İnci Öykü Yener-Roderburg, aşırı sağın yükselmesiyle birlikte Alman siyasetinin sağa kaydığına dikkat çekiyor. “Almanya’daki söylem ciddi bir değişim yaşadı, sol partiler bile sağa kaydı, böyle bir gerçeklik mevcut” diyor.
Seçimlerin hemen ardından bu kampanyaların yasal bir değişimle sonuçlanmasa bile, bu atmosferin bireyler üzerinde korku ve endişe yarattığını ifade ediyor.
Sağa kayan siyaset
AfD’nin göçmenler ve ekonomi odaklı siyasi kampanyası, merkezi partilerin politikalarında belirgin değişikliklere neden oldu. Alman siyasetinin sağa kayması ile birlikte, Türkiye kökenli seçmenlerin eğilimlerinin de geçmişe kıyasla daha sağa yöneldiğine dair uzmanlar ve siyasetçiler arasında yaygın bir fikir birliği var.
CDU’dan Serap Güler, orta yaş grubunun diğer yaş gruplarına göre CDU’ya daha fazla oy verdiğini ifade ediyor. “Almanya’nın ekonomik durumuna bakıyorlar. Bazıları kendi işini kurmuş ve işveren konumundalar; bu yüzden CDU’yu tercih ediyorlar” şeklinde ekliyor.
Eski
